Dosyalar
Hz. Peygamber ve Çocuk
 

Hristiyan Şairlerin Hz. Muhammed (sav)'e Yazdığı Şiirler

19 Ocak 2015 Pazartesi Sonpeygamber.info / Sonpeygamber.info


Fransa'daki saldırıların ardından Hristiyan dünyasının İslam Peygamberi Hazreti Muhammed (sav)’e bakış açısının nasıl olduğu soruları gündeme geldi.

Edebiyat tarihçileri, tarih boyunca birçok Hristiyan şairin Hazreti Muhammed (sav)’i metheden şiirler yazdığını belirtiyor. Birçok Hristiyan şairin, şiirlerinde Hazreti Muhammed (sav)’in ahlakı, hoşgörüsü ve saygınlığından övgüyle bahsettiği ifade ediliyor.

Mısır'daki El-Munufiyye Üniversitesi Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Halid Fehmi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Ezher dergisi, 2012 yılında, modern dönemde peygamberleri metheden kasideler hakkında bir edebi araştırma yaptı. Araştırmada, Hristiyan şairlerin Hazreti Nebi'yi öven kasideler yazdığı, bu konuda ileri düzeyde olduğu görüldü" dedi.

Hristiyan şairlerin de Hazreti Muhammed (sav)’i övdüğünü söyleyen Fehmi, "Bu şairler, şiirlerinde, İslam Peygamberi'ni reformist bir lider olarak tanımlamış, evrensel bir simge haline geldiğinden bahsetmiştir" diye konuştu.

Edebiyat Tarihi Araştırmacısı Halid Cevdet de şunları söyledi:

"2004 yılında peygamberleri öven kasideler ile ilgili bir araştırma yaptım. Araştırma sırasında modern dönemde, birçok naat yazıldığını gördüm. Şiirlerde, Hazreti Muhammed (sav)'in ahlakı, ilkeleri, saygınlığı övülüyor. Hristiyanlar, Arap İslam medeniyetinin bir parçası olmaları hasebiyle, şiirlerini de bu medeni perspektifle yazmışlardır."

Hristiyan Şairlerin Naatları

Hristiyan şairlerin Hz. Muhammed (sav)’i öven şiirleri hakkında yapılan araştırmaların yanında Arap yazar Muhammed Abduşşafi el-Gavsa'nın "Muhammed Ümmetin Özlemi" isimli kitabı da bu konuya ışık tutuyor.

Arap yazar Gavsa, 2010 yılında çıkan kitabında modern dönemde Hz. Muhammed'den (sav) övgüyle bahseden 14 Hristiyan şair olduğunu aktarıyor. Bu şairlerden olan ve Hz. Muhammed (sav)’e naat yazan Lübnanlı Halim Dammous, şiirinde O’ndan şöyle bahsediyor:

"Değil mi ki o övülmüş ve sahib-i izzet
Terbiyenle bulur dinler izzet-i şeref
Ben Hristiyanım Muhammed'i sevenim
O’nu semanın en tepesinde görenim"


Bir başka Hristiyan şair Husna Reşid Georgies Gurab, övgüsünü şöyle ifade ediyor:

"Hak meşalesi sönmedi Ey Muhammed
Sen ateşlediğinden beri ışık saçıyor
İnsanlar sapıklık içindeydi geldiğinde
Hidayetten bir kılıç vardı elinde"

Arap şair George Saydah da Hazreti Muhammed (sav)’e övgüsünü şu beyitlerle dile getiriyor:

"Şimdi Nebi nasıl yalanlanır Ey Efendim
Ey Burak ile seyreden
Hasretini bulutların üstüne çeken
Yaşama zamanı geldi Miracı yeniden"


Alman Şair Goethe'nin Divan'ında da Hz. Peygamber’i anlatan bir şiir yer almıştır:

Hz. Muhammed’in Nağmesi

Kayalıklardan fışkıran,

Şu neşe pınarına bakın,

Bir yıldız çakışı sanki;

Bulutlar üzerinde

Yüce ruhlar beslemiş gençliğini,

Derûnunda koruluktaki kayalıkların.

 

Taptaze gençliğiyle,

Sıyrılıp bulutlardan

Raks eder gibi iner mermer kayalara

Haykırır sevincinden yine

Sinesinden asumana.

 

Katmış da önüne rengârenk çakılları

Sürüklüyor dağ geçitlerinden aşağı,

Ve bir önder azmiyle

Götürüyor beraberinde,

Nice kardeş pınarları

 

Vadilerden aşağı

Çiçeklenir geçtiği yerler,

Ve çimenler

Soluğuyla yeşerir.

 

Lakin eyleyemez onu,

Ne gölgeli vadiler,

Ne sevdalı bakışlarla yüze gülerek,

Dizlerine kapanan çiçekler:

Basıp ovayı ta içlere kadar ilerler,

Sonra döne dolana akar gider.

Yoldaşı oluverir akarsular.

Ve şimdi güneş parıltılar içinde

Girer ovaya,

Ve onunla parıldar ova,

Ve ovalardan gelen ırmaklardan

Ve dağlardan inen derelerden

Sevinçle bir ses yükselir: Kardeş!

Kardeş, kardeşlerini de al yanına,

O kadim Yaradana,

Kucağını açıp bizi bekleyen

O ebedi ummana kavuştur,

Ah! O kollar ki beyhude açılmış,

Bağrına basmak için hasret çekenleri;

Zira şu ıssız çölün

Haris kumları bizi yiyip bitirecek;

Güneş yukardan kanımızı içecek;

Bir tümsek engel göle ulaşmamıza!

Kardeş!

Al ovalardan bütün kardeşleri,

Dağlardan bütün kardeşleri al

Eriştir hepsini yüce Yaradana!

 

Haydi, gelin hepiniz!

Nasıl da coşmakta şevkle;

Bir nesil ki taşıyor yücelere önderini!

Parlak zaferlerle ilerlerken,

Ülkelere ad verir,

Geçtiği yerlerde şehirler kurulur.

Durdurulamaz muttasıl akar köpürerek

 

Öyle cömert bir fıtrat ki o,

Parlayan kuleleri,

Ve görkemli mermer sarayları

Böylece ardında bırakıp gider.

 

Sanki atlas; sedir ağacından gemileri,

Taşıyor devasa omuzlarında;

Ve bir uğultu ki rüzgârda,

Sırtında binlerce yelkenli,

Hep onun ihtişamına şahit

 

Ve böylece bütün kardeşlerini,

Evlatlarını, hazinelerini,

Neşe saçan kalbiyle

Götürür bekleyen Yaradana.