“Regâib” rağbet olunan, bol ihsan ve değerli hediyeler demektir. Mübarek Receb ayının ilk Cuma gecesinde bu kabil ihsan ve ikramlar beklenildiği için o geceye “Regâib gecesi” denilmiştir. Üç aylar zincirinin ilk halkasını oluşturan Regâib gecesi aynı zamanda diğer mübarek gün ve gecelerin müjdesini verir. Bazı eserlerde Rasûlullah (sav)’ın o gece annesinin rahmine düştüğü kaydedilirse de bu rivayet güvenilir naklî delillerle sabit değildir. Ancak, yapılan dua ve ibadetlerin kabul edildiği ve Cenab-ı Hakk’ın rahmet ve lütfunun bol bol ihsan edildiği bir gece olarak kutlana gelmiştir. Nitekim Hz. Peygamber: “Receb ayının ilk gecesi, Şaban’ın on beşinci gecesi, ramazan ve kurban bayramı geceleri yapılan dualar reddolunmaz, kabul edilir” buyurmuştur. (Sûyutî, Fethuu’l-Kadir, II, 92)
Allah’ın rahmetinin her zamankinden daha bol indiği Regaib gecesi ile benzeri gecelerden gereği gibi faydalanabilmek için Hz. Peygamber’in de irşad buyurduğu üzere böyle zamanlarda Allah’a daha çok yalvarmalı, daha çok kullukta bulunmalıyız. Zira gerçekte, böyle mübarek zamanlar ancak onları değerlendirebilenler için var demektir. Bundan dolayı Regaib gecesi ile diğer mübarek gecelerde kabarıp taşan ilâhi rahmet deryasından nasibimizi alabilmemiz için, eğilip ondan içme gayretini göstermeliyiz. Bu geceye mahsus namaz bulunmamakla beraber bu önemli geceyi vesile ederek kaza namazı kılmak, nafile namazı kılmak, tevbe istğfar etmek, Kur’ân-ı Kerîm okuyarak üzerinde düşünmek, tezekkür ve tefekkür etmek yararlı olur.
Regaib gecesine ulaştığımızda maddi ve manevi hayatımızın bir kere daha muhasebesini yapmak durumumuz ne olursa olsun onu ihya etmek ve çocuklarımıza anlatmak, bu vesile ile içinde bulunduğumuz hatalardan uzaklaşmaya çalışmak hedefimiz olmalıdır. Yüce Allah Kur’ân’da “Beni anın ki ben de sizi anayım. Bana şükredin, nankörlük etmeyin” (Bakara, 2/152) ve “Bana dua edin ki duanızı kabul edeyim” (Gafir (Mü’min), 40/60) buyurarak kulunun kendisine sığınmasından, yakarmasından ve yardım istemesinden hoşnut olmaktadır. Yine Kur’ân-ı Kerîm’de Yüce Allah tevbeleri kabul edeceğini ifade etmektedir. (Şura, 42/25; Tâha, 20/82) Bu sebeple bu gecenin tevbe ve ibadetle değerlendirilmesi en uygun bir davranış olur.