İman ve Sınırı

İmân; tevhid gibi tam mücerred bir gerçekten, âhiret hayatı gibi tecrübe edilemez bir âleme kadar uzanan, gönle ait bir kabul yönelişidir. Yani tamamen manevidir. Böyle olunca, pek tabiî olarak imâna maddî nitelikli sınırları kabul ettirmek mümkün değildir. İslâm imânı, Müslümanların İslâm'a açılmış gönül yurtlarının biricik ve en güçlü o...

Rüzgâr ve Mümin

Yol uzun, yolculuk zordu. O ise bir garip yolcuydu. Omzunda eski heybesi, yüreğinde ömründen uzun emelleri, yola koyulmuştu. Aslında biliyordu kendisini bekleyenleri, yolculuk meşakkat demekti. Musibetlere, kazalara, belalara, iptilalara rastladı yol boyu; kimi zaman güneş yüzünü gösterse de çoğu kere karanlıklarda yönünü kaybetmemek i...

Peygamberin Yetimleri

Çölün tam ortasında, göğün en tepe noktasına geldiğinde güneş, en çok onların içini kavururdu çöl sıcağı. Gece olup, karanlık aynı çölü bağrına bastığında, soğuk çöl rüzgârları en çok onları savururdu. Kimi bir savaştan arta kalandı, kimiyse hastalıktan. Çoğu, bitmek bilmeyen kan davala...

Mükerrem Varlık: İnsan

Mukaddes bir mekân, mübarek bir zaman… Nurun âlâ nur… Hicretten on yıl sonra, Zilhiccenin dokuzunda, arife gününde Arafat toprakları binlerce inanmış yüreği misafir ediyor. Allah Resulü (sav), öğle sıcağının altında kızıl devesinin üzerinde, mübarek dudaklarından dökülecek her bir kelimeye dikkat kesilmiş ashabının ...

Peygamber’in Bedduası

“Ramazan-ı Şerif’e girip de bu ay çıkmadan kendini Cenab-ı Hakk’a bağışlatamayan kimsenin burnu yere sürtülsün (perişan olsun)” (Tirmizi, Daavat, 101)

Hz. Peygamber’in Müslümanları uyarmak maksadıyla bazı kimselere isim söylemeden beddua ettiği bilinmektedir. Dinin zulüm ve haksızlık saydığı geçerli sebeplere dayanması şartıyla beddua etmenin caiz ve geçerli olduğunu gösteren ayet ve hadisler var...

Sivrisineğin Kanı

Rivayetin başka bir versiyonundan anlaşıldığına göre, soru soranın amacı, ihramlı kimsenin, sinek, sivrisinek gibi şeyleri öldürmesinin sakıncalı olup olmadığını öğrenmektir. Yaşı itibarıyla, Hz. Hüseyin (ra)’in katledilmesi gibi İslam tarihinin ilk asrında cereyan eden birçok vahim olaya şahit olan Hz. Ömer (ra)’in oğlu Abdullah (ö. 73), Peyg...

Kin de Kutsaldır

Ebû Zerr (ra), “Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu” demiştir:

“Amellerin en üstünü, Allah için sevmek, Allah için kin tutmaktır.” [1]

Müslüman, herkesi ve her şeyi sevemez. Onun sevdikleri olabileceği gibi sevmedikleri, buğz ettikleri, kin besledikleri de olacaktır. Bu da bir önceki kadar tabii ve gereklidir. Zira sevgi ne kadar tatlı ve sıcak, buğz ve kin ne kadar sert ve soğuk görülürse görülsün, “A...

Her Kemalin Bir Zevali Vardır

Medine’de heyecan ve coşkunun zirvede olduğu zamanlardan biriydi. Allah Rasûlü (sav)’nün dişi binek devesi Adba ile bir bedevinin genç yük devesi yarışacaktı. O güne dek Adba’yı geçebilen hiçbir deve olmamıştı. Ashab bu yarışta da aksinin olacağını düşünmüyordu. Derken yarış başladı. Bir müddet sonra bedevinin d...

İhsan: Allah’a Kullukta En Üstün Mertebe

“İhsan”, iyilikte bulunmak, bir işi en güzel şekilde layıkıyla yapmak ve Allah’a ihlasla kulluk etmek gibi anlamlara gelir. İslam’ın genel ilkelerinden biri olan ihsan, hayatımızın her alanını kuşatan ahlaki bir kavramdır. Muhsin olan Allah Teâlâ nasıl her şeyi ihsanla, güzelce yaratmışsa (Secde, 32/7) en güzel biçimde yarattığı insandan d...

Kalbiselim

Kalplerin katılaştığı hatta taşlardan da sert olduğu bir zamandı. İçinden ırmaklar fışkıran, yarılıp ortasından sular çıkaran, Allah korkusuyla yuvarlanan, Allah’ın rahmetiyle bağrı filizlenen taşlar vardı oysa. (Bakara, 2/74) Ancak çöl sıcağını emerek yanan, yandıkça kararan, katılaşan kalpler, taşlardan daha da sert durumda idi. İman nedir, takva nedir, Al...

Her İnsan Fıtrat Üzere Doğar

Ebu Hüreyre (r.a.)’den rivayet edildiğine göre, Allah Rasulü (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Her doğan çocuk fıtrat üzere doğar. Sonra anne babası onu Yahudi, Hristiyan veya Mecusi yapar.” (Buhari, Tefsir (Rûm), 2) Rabbimizin “Yeryüzünde bir halife var edeceğim” sözüyle başlamıştır insanın yaşam serüveni. Ardından Yüce Allah, insanı "en güzel surette" ...

Arzuların Teslimiyeti

Mâverdî'nin haber verdiğine göre Hz. Ali (ra) şöyle demiştir: “Hakkınızda iki şeyden endişe ederim: Heveslere uymak ve tûl-ı emel... Heveslere uymak, hakkı görmeyi, hakka uymayı önler; tûl-i emel (uzun emeller beslemek) de ahireti unutturur.”[4] Peygamberin Tebligatına Uymak Hadisimizin asıl mesajı, olgun mümin olabilmek için hislerin ve he­veslerin Hz. Peygamber’in getirdiklerine tâbî kılınmas...