Dârimî ve es-Sünen’e Dair Bir Çalışma

22 Ağustos 2023

Yıldırım Beyazıt Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Ahmet Yıldırım’ın, es-Sünen adlı eseriyle tanınan hadis, tefsir ve fıkıh âlimi Dârimî’yi konu alan yeni kitabı Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları etiketiyle ilgililerin istifadesine sunuldu.

Semerkantlı Temîm kabilesinin Dârim koluna mensup olan büyük İslam âlimi Abdullah b. Abdurrahman ed-Dârimî (d. 797- ö. 255/869), tefsir ve fıkıh alanlarında da otorite olmakla birlikte daha çok hadis ilmindeki geniş bilgisi ve titizliğiyle tanınmıştır.  Hicrî III. yüzyılda hadis ilminin merkezi haline gelen Horasan bölgesinde yetişen âlimlerin önde gelenlerinden Dârimî’nin en önemli eseri, hadis alanında bilinen sünenlerin en eskisi olan, bünyesinde 3.500 civarında hadisin yer aldığı “es-Sünen”dir. Ahmet Yıldırım, bu yeni çalışmasında Dârimî ve eseri es-Sünen’i merkeze alarak, hadis tarihi araştırmalarına ve hadisçilerin Hz. Peygamber’i anlama çabalarına katkı sunmayı amaçlıyor. Yazar, çalışmasında Dârimî’nin yaşadığı dönemdeki ilmi, siyasi ve kültürel ortamın yanı sıra eserleri ve eserlerinin hadis literatürüne katkılarını, kendisinden sonra oluşan sünnet edebiyatına etkilerini birlikte ele alıyor.

Ahmet Yıldırım’ın “Dârimî” başlıklı bu yeni çalışması yayıncısı tarafından şu ifadelerle tanıtıldı:

“Dârimî’nin Sünen’i, İslam dininin iki temel kaynağından biri olan “sünnet”i meydana getiren hadislerin derlendiği önemli eserler arasında yer almaktadır. Dârimî bu eserinde yer verdiği 3.500 civarında hadisle, Hz. Peygamber’in (s.a.s.) bize bıraktığı nebevî mirasın önemli vârislerinden biri olduğunu gözler önüne sermektedir. Hadis edebiyatında kişisel olarak da önemi bulunan Dârimî ve Sünen'ini incelerken; bu büyük âlimin yaşadığı dönemin siyasi, ilmî ve kültürel hayatıyla birlikte onun eserlerini, itikadi, fıkhî ve hadis literatürüne dair fikirlerini ayrıca kendinden sonraki sünnet edebiyatına etkilerini ele aldık. Dârîmî ve Sünen’i ile ilgili bu çalışmamızın, hadis tarihindeki önemli bir halkanın daha yakından idrak edilmesine ve dönemin hadisçilerinin Hz. Peygamber'i anlama çabasının fark edilmesine katkı sunmasını diliyoruz.”