Oruçlu insanın her türlü haramdan uzak durmaya çalışması çok açık bir gerekliliktir. Yediğimiz-içtiğimiz, konuştuğumuz-dinlediğimiz şeyler her türlü haram şaibesinden uzak olmadıkça, yaptığımız ibadetlerden dünyevi-uhrevi haz alınmayacağı Peygamberimizin sözlerinde de vurgulanmıştır.
Gazali, iftarını haramla yapanın durumunu bir köşk inşa edip bir şehri yıkan kişinin durumuna benzetir. Ona göre bırakalım haramlardan uzaklaşmayı; oruç, helalleri dahi azaltmak için emredilmiş bir ibadettir.
Haramın zerresi, helalin de fazlası zarar verir. Haramlardan uzak kalmayı yeterli görüp “nasılsa helaldir” diyerek sınırsızca yiyip içen, harcayıp tüketen, ruhunu tekâmülden mahrum etmiş olur. Oysa malumunuz olduğu üzere orucun gayesi takvaya ulaşmaktır. (Bakara, 183) Bu hedefe gündüz yiyemediği her şeyi biriktirip akşam yiyerek; sınırsızca konuşmayı, harcamayı, tüketmeyi çoğaltarak ulaşılmaz. Haramları yok edip helalleri azaltarak ruhu kanatlandırmak için, hazır Ramazan’ın manevi atmosferi de bize yardım ediyorken, gün bu gündür.
