Hıristiyanlık İsa merkezli bir din olarak bilinmekte ve bu dinin inanç, ibadet ve ahlakî öğretilerinin tamamı İsa'nın kimlik ve kişiliği etrafında odaklanmış bulunmaktadır. Bu çerçevede, onun hayatı ve söylemleri, Hıristiyanlıktaki tüm inanç, ibadet, tören ve kutlamaların temelini oluşturmaktadır. Özellikle mucizevi biçimde babasız doğumu (1), -Hıristiyan inancına göre- çarmıhta ölümü(2) ve üç gün sonra dirilişi (3), hem Hıristiyan ilahiyatının temelini teşkil etmekte hem de İsa ile ilgili anma ve kutlamaların çıkış noktasını oluşturmaktadır. İsa'nın hayatındaki bu önemli olaylar, onun inkarnasyonu, yani insan bedenine bürünerek dünyaya gelişi ve öldükten sonra dirilişi şeklindeki iki ana hadisenin etrafında odaklanmaktadır.(4) Hıristiyanlar açısından çok önemli olmaları sebebiyle de, önce bu iki temel hadiseyi kutlama ve anma geleneği oluşmuştur. Ardından, zaman içerisinde, bu anma ve kutlamaların ayrıntılı hale getirilmesiyle, bunların öncesinde veya sonrasında yer alan ve bir kısmı bu iki kutlamanın hazırlığı veya tamamlayıcısı mahiyetinde olan, yeni anma ve kutlama törenleri ortaya çıkmıştır. Tarihi süreç içerisinde kademeli bir biçimde ortaya çıkan ve zamanla, muhtevalarına yapılan bir takım ilave veya sınırlandırmalarla günümüze kadar gelen bu kutlamaların tümü, İsa'nın doğumu ve çarmıhta öldükten sonra dirilişi şeklinde tasnif edilen iki ana devrenin içerisinde yer almaktadır.
Hıristiyan dünyasında İsa'nın doğumu, zamanın başlangıcı (Miladî çağın başlangıcı) sayıldığı için, genel olarak, onun, Milad'ın birinci yılında, kış mevsiminde doğduğu kabul edilmektedir.(5) Bununla birlikte, gerçekte onun doğum yılı ve zamanı tam olarak bilinmemekte ve kaynakların, bu konuda birbirinden oldukça farklı tarihlere işaret ettiği görülmektedir.(6)
İncillerde veya muteber tarihi kaynaklarda İsa'nın doğum günü veya mevsimi konusunda en ufak bir işaret bulunmamaktadır.
Özellikle Doğu Kiliselerine mensup pek çok din bilgini, şimdi kabul edilenden çok daha farklı dönemleri İsa'nın doğum zamanı olarak göstermiş ve onun, baharda veya sonbaharda doğduğunu iddia etmiştir.(7) Ancak bu farklı tarihlere rağmen, Doğu Hıristiyanlarının çoğu, İsa'nın 6 Ocak tarihinde doğmuş olduğuna inanmaktaydı.(8)
Hıristiyanlık, sürekli olarak Roma Devleti'nin zulüm, baskı ve yasaklarına maruz kalmış, bu nedenle de serbestçe yayılma imkanı bulamamıştır. Daha da önemlisi, bu baskılar sebebiyle, o bir dinin en temel unsurları olan kurum, kural ve uygulamalarını bile yeterince oluşturamamıştır. Bu nedenle Hıristiyanlığın ilk üç yüzyılında inanç, ibadet ve uygulamaların pek çoğu gibi, İsa'nın doğum günü ile ilgili anlayış ve kutlamalar da henüz teşekkül etmemişti. Dolayısıyla bu dönemin Hıristiyanları arasında, İsa'nın doğum gününü kutlamaya yönelik herhangi bir uygulamaya da rastlanmamaktaydı.(9)
Hıristiyanların, ilk üç yüzyılda kutladığı birkaç bayram arasında İsa'nın doğumu (Noel veya Christmas)(10) adlı herhangi bir bayrama rastlanmamıştır. Bu dönemde, İsa'nın doğumuyla irtibatlandırılabilecek tek kutlama ise, bazı Doğu Kiliselerinin, İsa'nın kurtarıcılık göreviyle ortaya çıkışının, yani zuhurunun alameti olarak Yahya Peygamber eliyle vaftiz oluşu anısına icra ettikleri 6 Ocak'taki Epifani(11) Bayramı olmuştur.
Bir süre sonra, İmparator Konstantin'in Hıristiyanlığa serbestlik tanıyan 313 tarihli Milan Fermanı'yla, Hıristiyanlar devlet takibatından kurtulmuş; böylece, o zamana kadar Hıristiyanlıkta, devletin baskısı ve başka bazı zorluklar sebebiyle oluşturulamamış olan pek çok kurum, kural ve uygulama ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu çerçevede, İsa'nın doğum günü kutlama geleneği de, bu yeni dönemin hemen başlarında, önce Batı'da, Roma Kilisesi'nde ortaya çıkmış ve buradan diğer Kiliselere yayılmıştır.(12)
İsa'nın doğumu ile ilgili kutlamaların, ilk olarak, IV. yüzyılın ortalarına doğru, 336 yılında Roma Kilisesi'nde başladığı ve bu kutlamalar için de, 25 Aralık tarihinin esas alındığı yaygın biçimde kabul edilmektedir.(13)
İsa'nın doğum gününü kutlama geleneği, muhtemelen, Roma'dan kısa bir süre sonra, buraya en yakın bölge olan Kuzey Batı Afrika Kiliselerine gelmiş ve buradan daha Doğuya doğru yayılarak en son, Kudüs ve Mısır Kiliselerine ulaşmıştır. Bununla beraber, 6 Ocak'taki Epifani kutlamaları da terk edilmemiş veya önemini yitirmemiştir.(14) Hatta bunun da ötesinde, bir süre sonra bu bayram, kiliseler arasındaki etkileşim sonucunda, İsa'nın doğumunu kutlama geleneğinin Doğu Kiliselerine geçmesine benzer şekilde ancak farklı bir anlamlandırmayla Batı Kilisesi'ne, yani Roma'ya sirayet etmiş ve burada da kutlanmaya başlanmıştır.(15)
İsa'nın doğum günü kutlamalarının, Batı Kilisesi'nde 25 Aralık; Doğu Kilisesi'nde ise 6 Ocak şeklinde farklı iki tarihte kutlanmasının(16) sebebinin ne olduğu, daha da önemlisi, bu tarihlerin neye göre belirlendiği tam olarak bilinmemektedir.
Bununla birlikte, bu farklı tarihlerin kökenini izah etmeye yönelik iki teori bulunmaktadır. Bunlardan, belirli bir takım hesaplamalara dayalı olanına göre, bu tarihler, İsa'nın gerçek doğum yılı ve gününü tespit etmeye yönelik hesaplamalar sonucunda belirlenmiş bulunmaktadır. Temelini, Hıristiyanlıktaki mitolojik bir inancın teşkil ettiği bu hesaplamaya göre, ilahi bir varlık olan İsa, anne karnında bedenlenmeye başlayışının yıl dönümüne denk gelen bir tarihte öldürülmüştür. Yani o, insan olarak, yeryüzünde tam yıllık süreler halinde, belli bir müddet yaşadıktan sonra, anne rahmine düştüğü zamanın yıl dönümüne denk gelecek bir günde çarmıha gerilmiştir. Bu anlayışı benimseyenler, İsa'nın 25 Mart'ta çarmıha gerildiği teorisinden hareketle, onun aynı tarihte anne rahmine düştüğünü iddia etmiş ve normal hamilelik süresi olan dokuz aylık süreyi bu tarihe ekleyerek 25 Aralık tarihine ulaşmışlardır.(17) İsa'nın doğum tarihinin 25 Mart değil de, 6 Nisan olduğuna inanan Doğu Kiliseleri ise, yine aynı metodla, bu tarihten dokuz ay sonrasını, yani 6 Ocak tarihini İsa'nın doğum günü olarak kabul etmişlerdir.(18)
Dipnotlar
1- Bkz. Matta 1: 18-23; Luka 1: 26-38
2- Bkz. Matta 27: 33-50; Markos 15: 22-37; Luka 23: 33-46; Yuhanna 19: 17-30
3- Bkz. Matta 28: 1-9; Markos 16: 1-7; Luka 24: 1-9; Yuhanna 20: 1-10
4- Andrew Hughes. Medieval Manuscripts for Mass and Office: A Guide To Their Organization and Terminology. Toronto 1995, s. 3; John F. Sullivan, The Excernals of the Catholie Church, Revised by John C. O´Leary, New York 1951, s. 185; An Encyclopedia of Religion, edited by Vergilius Ferm, U.S.A. 1959, s. 171
5- Alan Watts, Myth and Ritual in Christianity, U.5.A. 1968, s. 119-120; ayrıca bkz. A New Catechism. Catholic Faith for Adults, London 1978, s. 82-83
6- Bkz. Oxford Chadwick, A History of Chritianitiy, London 1995, s 22; Xavier Jacob, İsa Kimdir?, Ankara 1997, s. 19; Hidayet Işık, “Dini Kökeni Açısından Noel ve Yılbaşı”, Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi VII (Konya 1997), s. 447, 450, 452
7- Bkz. Chadwick, s. 22; Sullivan, s. 204
8- Bunun için bkz. Bradshaw, s. 203
9- Sullivan, s. 204; Işık, s. 452
10- Batı dillerinin çoğunda, İsa´nın doğum gününü ifade etmek için Latince “dağum günü” anlamına gelen Dies Natalis kelimesinin farklı şekillerdeki söylenişlerinden kaynaklanan sözcükler kullanılmaktadır. Örneğin bu çerçevede, İsa´nın doğum gününe İtalyancada II Natale; Fransızcada Noel denilmektedir. İngilizcede ise İsa´nın doğum gününe Christmas denilmektedir. Christmas Christ´s Mass, yani Christ´in (Mesih´in) doğumu onuruna yapılan Mass (Evharistiya ayini) anlamına gelmektedir. Bu kelime, erken dönem İngilizcede Christes Maesse, bir yüzyıl kadar sonra Christ Messe ve İngilizcenin gelişimine paralel olarak en son Christmas halini almıştır (Sullivan, s. 205).
11- Grekçe bir kelime olan Epifani “görünüş”, “tezahür” manalarına gelmekte ve Kiliseler arasındakı farklı algılama biçimlerine rağmen genel manada kurtarıcı İsa´nın zuhurunu ve görülmesini irade etmektedir. Bu bayram III. yüzyılda, önce Doğu Kilisesi´nde, İsa´nın vaftiz oluşunu kutlamak amacıyla başlatılmış ardından da IV. yüzyılda Bati Kilisesi´ne geçmiştir. Ancak Batı Kilisesi bu bayramı, Doğu´daki muhtevasından oldukça farklı bir biçimde. İsa´nın vaftiz oluşu anısına değil de, doğulu üç müneccim bebek İsa´yı ziyareti anısına kutlamayı benimsemiştir. (Bkz. The Concise Oxford Dictionary of the Christian Church, edited by Elizabeth A. Livingston G. Britian 1990, s.175, ayrıca bkz. Chadwick. s. 24)
12- Bkz, Willis, s. 80-81
13- Bkz, Sullivan, s. 185, 204; Watts, s, 122; The Early Church, i. 299: Günay Tümer-Abdurrahman Küçük, Dinler Tarihi, Ankara 1993, s. 265. Abdurrahman Küçük İslam ve Günümüz Meseleleri, Ankara 1991, s. 256
14- Chadwick, s. 24
15- Willis, 82; Sullivan, s. 185: ayrıca bkz, The Early Church, I. 300
16- Bradshaw, s. 202; Xavier Jakob, Hıristiyan Kiliseleri ve İbadet Merasimleri, İstanbul 1994, s, 21
17- Willis, s. 81; Bradshaw, s. 202; ayrıca bkz, Işık, s. 456
18- Bradshaw, s. 202.