İbadet Ederken Bütünleşiyoruz

07 Ekim 2010

Cemaatle kılınan az sayıda nafile namazdan biri olan teravih toplum fertleri arasında tanışmayı, kaynaşmayı, uzlaşmayı temin etmesi bakımından önemli fonksiyona sahiptir. Teravih birlikte eda edildiğinde Müslümanların kimliklerini daha güçlü algılamalarını ve diğer kardeşleri ile bütünleşmelerini sağlar. Akrabalık, arkadaşlık, komşuluk ilişkilerini güçlendirir.

Sözlükte oturmak, istirahat etmek manasına gelen 'terviha' kelimesinin çoğulu olan teravih terim olarak ‘Ramazan ayına mahsus cemaatle veya ferdi kılınabilen namaz'ın adıdır. Namazın her dört rekatından önce tesbih çekerek, salavat okuyarak namaza ara verildiği, bir manada istirahat edildiği için, yahut nefsi dinlendiren bir namaz olduğu için "teravih" adı verilmiştir.

Hz. Peygamber'in  "Allah size Ramazan orucunu farz kılmıştır, ben de size gece namazını (teravihi) sünnet kıldım." 1 buyruğuyla teravih bağlayıcı sünnetler arasında yerini almış ve Ramazan gecelerinin belirgin özelliği olmuştur. Gündüz oruçla Rabbine itaatini gösteren kul, geceleri de teravihle Allah'a daha çok yaklaşabilmek, O'ndan mağfiret talep etmek için çaba sarf eder.

Rasûlullah gece namazının İslam ümmetinden önce yaşayan salih kimselerin âdeti olduğunu ve Allah'a yaklaştırdığını belirtmiş, günahlardan koruduğunu da bildirmiştir. "Her kim inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek Ramazanı ihya ederse, geçmiş günahları bağışlanır." diye buyurmuştur 2. İslam alimleri gündüzleri oruçla geceleri de teravihle geçirerek Ramazanı ihya etmenin mümkün olduğunu belirtmişlerdir 3.

"Rasûlullah Ramazanda mescitte gece namaz kıldı. Sahabenin çoğu da O'nunla birlikte o namazı eda etti. İkinci gece yine aynı namazı kıldı. Bu kez O'na tabi olarak aynı namazı kılan cemaat arttı. Üçüncü gece Hz. Muhammed (sav) mescide gitmedi. Mescidi dolduran cemaat onu bekledi. Rasûlullah sabah olunca mescide geldi ve cemaate hitaben şöyle buyurdu: ‘ Sizin cemaatle teravih namazını kılmaya ne kadar arzulu olduğunuzu görüyorum. Benim çıkıp, size namazı kıldırmama engel olan bir husus yoktu. Ancak ben size, teravih namazının farz kılınmasından korktuğum için çıkmadım.' " 4 rivayeti de ashab döneminde ramazan gecelerini bize anlatan hadislerden birisidir. Bu hadis Son Peygamber'in ümmetinin ilk neslinin O'nunla birlikte ibadet etmeye ne denli iştiyaklı olduğunu, onların sünnete bağlılığını ve Allah Rasûlu'nun müminlere sevgi ve şefkatini göstermektedir.

Gece namazlarına önem veren ve aksatmayan Allah Rasûlu Ramazanda bu hususa çok daha fazla dikkat eder; Ramazan gecelerinde kıraatini daha uzun tutardı. Hatta Rasûlullah'la namaz kılan Huzeyfe (ra) onun kıyamda Bakara, Âl-i İmran ve Nisa sûresini okuduğunu nakletmiştir 5. Ebû Zer (ra)'den nakledilen Rasûlullahın Ramazan ayının sonuna doğru bazı gecelerde Ashabına, gecenin üçte birini geçinceye kadar teravih namazını kıldırdığına dair hadis de özellikle son on gecede bu hususa daha çok dikkat ettiğini göstermektedir.

Ömer (ra)'in Ramazan ayında, ashabdan bir grubun, Ubeyy b. K'âb (ra)'ın arkasında cemaatle namaz kılarken gördüğü ve "Doğru yapıyorlar, yaptıkları şey ne güzeldir" diyerek tasvip ettiğini öğrendiğimiz hadise, kıraati güzel imamların arkasında cemaatle teravih namazını kılmanın meşruiyetini gösterdiği gibi, Müslümanların bu günlerde birlik halinde Allah Teâlâ'ya kulluklarını ifade etmelerinin de takdir edildiğine işaret etmektedir.

Mümin için her saniyesi altın değerindeki bu günlerin kıymetinin bilinmesi -Allah Rasûlu'nun hem sözleri hem de fiilleriyle ifade ettiği gibi- gündüzlerinin oruçla gecelerinin de ibadetle geçirilmesi ile mümkündür. Oruç ve teravih birbirinden ayrılması mümkün olmayan ikilidir. İlk olarak Hz. Ömer'in uygulamasıyla hatimle  kıldırılan teravih ile Müslümanın Ramazan boyunca Kur'ân'ı dinlemesi,  dolayısıyla içindeki bilgileri tekrar hatırlama ve eksik bilgilerini tamamlama fırsatını sağlaması açısından da önemli olan teravih namazları İslam tarihi boyunca hep ilgi görmüştür. Bizlere düşen de bu güzel ayda bu namazın öneminin farkında olarak bu ibadete yönelmek olacaktır.