Meridyen Destek Derneği tarafından Sonpeygamber.info projesi kapsamında Yıldız Sarayı Çit Kasrı’nda IRCICA’nın katkılarıyla bu yıl dördüncüsü düzenlenen “Hadis ve Siret Ödülleri” törenine katılan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay bu tür çalışmaların ikinci tebliğ dönemini başlattığını söyledi.
Hz. Muhammed (sav)'in doğum yıl dönümüne denk gelen böyle bir ödül töreninde bulunmaktan dolayı mutlu olduğunu söyleyerek söze başlayan Ertuğrul Günay önemli mesajlar verdi. Hz. Muhammed (sav)'in daha yola çıkarken kadın, çocuk ve ırk ayrımı olmayacağını, tüm insanların eşit olduğu mesajını ilk inananlarıyla doğrudan ortaya koyduğunu belirten Ertuğrul Günay, ''Sanırım dünyanın bunları öğrenebilmesi için asıl önce bizim İslâm’ı şekil olarak görmekten çıkıp, kökünü, aslını görmemiz gerekiyor'' dedi.
Meridyen Destek Derneği’ne Anlamlı Teşekkür
Medeniyetin imkânlarını kullanarak dijital ortamda doğru bilgiyi insanlarla paylaşmanın büyük önem taşıdığını vurgulayan Ertuğrul Günay, insanlığa ve medeniyete yardımlarından dolayı Meridyen Destek Derneği gönüllülerini kutladı. Günay, derneğin çabasının, kendisine Mehmet Akif'in ''Alıp doğrudan doğruya Kur'ân'dan ilhamı / Asrın idrakine sunmalıyız İslam’ı'' beyitini hatırlattığını ifade ederek, şöyle konuştu: ''Genel olarak irfanımızı ve kültürümüzü son 150 yıldır kendi kaynaklarımızdan öğrenmekten oldukça mahrum kalmışız. Osmanlı'nın son döneminde başlayan fikir akımları bize Batı'dan geldi ve onu içselleştirmeden, kendi sentezimize kavuşturmadan okullarımızda ve üniversitelerimizde eğitim aracı haline getirmeye çalıştık. Bu, bize ait olan birçok değerin yanlış aktarılmasına neden oldu.
Hz. Muhammed (sav)’in kendisine peygamberlik tebliğ edildikten sonra yaptığı hiçbir davranış tesadüfî değildir, hepsinde bir mesaj vardır. O bütün cihanı tutacak inancın ilk inananlarının bir çocuk, bir kadın ve bir siyah (Bilal-i Habeşi) olması tesadüf olabilir mi? |
“İkinci Tebliğ Dönemi”
Şimdi arkadaşlarımız bize ait olan bilgileri, yani kaynağını Kur'ân'dan alarak ve her türlü teknolojiyi de kullanarak dünyayı yeniden bilgilendirme konusunda bir ikinci tebliğ dönemini yeni baştan yaşatmaya çalışıyorlar. Böyle bir çalışmada akademik tezlerin değerlendirilmiş olması gerçekten çok ihtiyacımız olan bir şey.''
Ertuğrul Günay, zaman zaman insanın içine kıskançlık girdiğini ve ''Neden bizim bunca bilgimiz, ilmimiz yeteri kadar dünyada doğru bilinmiyor?'' diye sorulduğunu vurgulayarak, bugünün dünyasının kadının ve çocuğun farkına varmaya çalıştığını, siyah-beyaz ayrımının olmaması gerektiğini yeni yeni içselleştirdiğini söyledi. Ancak Müslümanların, bir siyahın (Bilal-i Habeşi) ezan sesiyle İslâm’a çağrıldığını hatırlatan Günay, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bundan kaç asır önce Müslümanlara dünyada insanlar arasında ayrım, renk ayrımı olmayacağı doğrudan doğruya Peygamber düzeyinde işaret edildi. Bunu Batı medeniyeti 20. yüzyılda daha yeni kavrıyor.
"Hz. Peygamber’in Davranışları Tesadüfi Değildir"
Hz. Muhammed (sav)’in kendisine peygamberlik tebliğ edildikten sonra yaptığı hiçbir davranış tesadüfî değildir, hepsinde bir mesaj vardır. O, bütün cihanı tutacak inancın ilk inananlarının bir çocuk, bir kadın ve bir siyah olması tesadüf olabilir mi? Bu, kadına ve çocuğa verilen değeri ve renk ayırımı olmayacağını göstermek üzere verilen ilahi bir mesajdır. Hz. Muhammed (sav) daha yola çıkarken "kadın, çocuk ve ırk ayrımı olmayacak, bütün insanlar eşittir" mesajını kendi ilk inananlarıyla doğrudan ortaya koyabiliyor.
"İslam’ı Şekil Olarak Görmekten Çıkmalıyız"
Sanırım dünyanın bunları öğrenebilmesi için asıl önce bizim İslam’ı şekil olarak görmekten çıkıp, kökünü, aslını görmemiz gerekiyor. "Komşusu açken tok yatan bizden değildir" diyen bir Peygamber... Bundan daha büyük sosyal adaletçi, eşitlikçi ve devrimci olabilir mi? Çağının bütün istismarlarını yıkan ve eşitlik üzerinde yeni bir dünya var eden bir peygamber. Ama önce bizim bu yönüyle kendisini çok iyi anlamamız gerekir. Çünkü bilmeyen anlatamaz, inanmayan inandıramaz. Bizim dinimizin bu yönlerini çok iyi bilmemiz ve anlatmamız gerekir.''
İlgili Bağlantılar