Ruhumuz bizim ekmek teknemiz mesabesindedir. Ruhumuzun iştiyakı nispetinde güzelleşiriz, kulluğumuz ve kulluğumuzun güzelliği nispetinde bizim için donatılır cennet. Bu nedenle ruhun bakımı ihmal edilmemeli, ihtiyaç duyulduğunda her bir köşesi itinayla temizlenmeli ve yeniden dayanıp döşenmelidir. Ama ne zaman? Dünyanın işi bitmez ki içimize dönelim de nereler örümcek tutmuş, nerelerin cilaları kavlamış, nereler paslanmış bir elden geçirelim.
Derken bir de bakmışız yeniden Ramazan hilali doğmuş, şeytanlar bağlanmış, rahmet kapıları açılmış, her yana mağfiret saçılmış. Öyle ki Ramazan’ın sonuna gelindiğinde, ısrarla “İlla cehenneme gideceğim” diyenler hariç biraz gayret gösteren herkesin cehennemden azat edileceği müjdelenmiş. Oruçla, teravihle, mukabeleler ve sohbetlerle ruhun bütün menfezlerine nur yürümüş ve yerinden edilen bütün o kir pas son bir gayretle sökülüp gidecek hale gelmiş. İşte Efendimiz’in en kuvvetli sünnetlerinden olan itikâf bu son gayretin adıdır. Bize cennette yerler satın almak için yaratılmış ekmek teknemizin bakımını yapmaktır. Onu aşağıya çekip yerle bir etmek, toza çamura bulamak isteyen nefsin baskılarını en aza indirip her bir köşesini zikrin, duanın, tefekkürün, Kur’an’ın nurlarıyla yıkamaktır.
Adamın biri ormanda bir ağacı kesmeye çalışıyormuş. Saatlerce uğraşmış, kan ter içinde kalmış ama sonuca ulaşamamış. Onu izleyen biri “Baltanı bilesene, başka türlü bu ağacı kesemezsin” demiş. Adam balta sallamaya hiç ara vermeden “Bu ağacı bir an önce kesmem lazım, baltayı bilemeye vaktim yok” demiş. Aynen bu hikâyedeki adam gibidir ruhunu arındırmaya hiç vakit ayırmadan habire iş bitirmeye çalışanlar.
Ramazan gelir ve bize yavaşlamamızı söyler. Alır eline ruhumuzu ve başlar temizlemeye. Ama her şey ona bırakılmaz. Kul da adımlar atmalı, ortaya bir çaba koymalıdır. Kendisine cenneti kazandıracak ekmek teknesine özen göstermeli, yenilemeli, içini dışını bütün güzel amellerin koşa koşa gelip yerleşeceği şekilde donatmalıdır. İtikâf böyle bir fırsattır. Kapımıza “tadilat nedeniyle kapalıyız” tabelasını asıp içeriyi pırıl pırıl yapma, şeytanın bulaştırdıklarını söküp atarak meleklerle kol kola ruhumuzu yuyup yıkama fırsatı.
