750 Yıllık Tefsir Nüshası

19 Aralık 2020

Erzurum’da, İslam tarihinin en eski nüshalarından olduğu değerlendirilen ve Kadı Beyzavi tarafından yaklaşık 750 yıl önce yazılan “Tefsir Nüshası” gün yüzüne çıkarıldı. Atatürk Üniversitesinden yapılan yazılı açıklamada, Prof. Dr. Fuat Sezgin Kütüphanesinde proje kapsamında araştırma yapan Edebiyat Fakültesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Dündar Alikılıç ve ekibince tarihin en eski Kadı Beyzavi tefsir nüshası tespit edildiği bildirildi.

Açıklamada, görüşlerine yer verilen Rektör Ömer Çomaklı, kütüphanede birçok tarihi eserin yer aldığını ifade ederek, “Böylesine kıymetli eserleri gün yüzüne çıkarmak gayretindeyiz. Üniversitemiz 63 yıllık geçmişiyle önemli bir arşive sahiptir. Kadı Beyzavi hakkında daha geniş bilgiye sahip olunan bu nüshanın önemi ve tanıtımı hakkında çalışmalar devam edecek. Bu eseri kaleme alan ve günümüze ulaştıran herkese minnettarız.” değerlendirmesinde bulundu.

Dündar Alikılıç da eserin tarih açısından çok önemli olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti: “İslam dünyasının yetiştirdiği büyük âlimlerden biri olan ve birçok alanda eser veren Kadı Beyzavi’nin tefsir alanında yazmış olduğu Envarü’t-tenzil ve Esrarü’t-te’vil isimli eser onun bu alana ne kadar hâkim olduğunu göstermektedir. Aynı zamanda 250’den fazla şerh ve haşiyeye yani dipnota sahip olması ise Envaru’t-Tenzil’in İslam âlimleri tarafından ona atfedilen önemin bir işaretidir.”

Dünya üzerinde tespit edilen en eski nüshalardan birisi ve Kadı Beyzavi’ye ait olan en eski ve sağlam nüsha olduğuna işaret eden Alikılıç, “Bu nüshayı önemli kılan ise yazarın daha hayattayken bizzat öğrencisi Zahirüddin Abdüssamed b. Mahmud b. Abdüssamed el-Faruki el Farabi tarafından istinsah edilmesidir. Dünya kütüphanelerinde tespit ettiğimiz yazmalar arasında İran Milli Kütüphanesinde yer 3334 nüsha en eski nüsha olarak bilinmekte. Yazı çeşidi ve diğer tamamlayıcı özellikler nüshanın bahsedildiği gibi en eski nüsha olmadığını ortaya çıkarıyor. Şu halde elimizde bulunan nüsha dünyanın en eski nüshası olma özelliğine sahip bir eserdir.” ifadelerini kullandı.

Alikılıç, eserin bir diğer özelliğinin yazarın vefatı hakkında bilginin olması olduğunu belirterek, “Eserin diğer özelliği de öğrencisi tarafından hocasının vefatına düşürülen bir tarihtir. Beyzavi’nin vefatı birçok eserde birbirinden farklı gösteriliyor bu konuda görüş birliği yok. Bu nüshanın sonuna ise Kadı Beyzavi’nin vefatının Eylül-Ekim 1292 tarihinde olduğuna dair not düşülmüş. Talebesinin hocasının vefatına kadar onun yanında kaldığı varsayıldığında yazarın vefat tarihleri hakkında rivayetle ortadan kalkarak bu mühim nüsha ile vefat tarihi kesinleşmiş oldu.” değerlendirmesinde bulundu.