Cuma Hutbesi: Bayram ve Hz. İbrahim

09 Eylül 2016

Kardeşlerim!

Bir grup sahâbî, Peygamberimiz’e, “Ya Rasûlallah! Bize kendinden bahseder misin?” dediler. Bunun üzerine Efendimiz, şöyle buyurdu: “Ben, atam İbrahim’in duası, kardeşim İsa’nın müjdesi, annem Âmine’nin rüyasıyım.”[1]

Kardeşlerim!

Rabbimize hamd-ü senalar olsun ki önümüzdeki Pazartesi günü hep birlikte kurban bayramını idrak edeceğiz. Dünyanın farklı bölgelerinden milyonlarca hacı adayı kardeşimiz, Arafat’a çıkmak üzere. Onlar, orada tövbe ve niyazlarını âlemlerin Rabbine arz edecekler. Dualarına bizleri de katacaklar. Onlar, hac ibadetinin heyecan ve huzurunu yaşarken, bizler de kurbanlarımızı keseceğiz. Rabbimize ve birbirimize yakın olma niyet ve gayretimizi bir kez daha tazeleyeceğiz. Rabbimiz, bu bilinçle bizleri huzurlu bir şekilde bayrama ulaştırsın.

Kıymetli Kardeşlerim!

Bizler, her sene bu muhteşem bayramı yaşıyoruz. Fakat kurban bayramıyla özdeşleşen büyük peygamberi yeterince tanımıyoruz. O büyük peygamber, İbrahim Peygamberdir. İbrahim Peygamber, Halilullah, yani Allah dostu olarak anılma bahtiyarlığına erişmiş bir peygamberdir. [2] Kendisinden sonra gelen bütün müminlere örnek olarak sunulmuş muhteşem bir şahsiyettir. Rabbimiz, Kerim Kitabımızda Peygamberimiz’i en güzel örnek olarak takdim ettiği gibi [3] “İbrahim ve beraberindekilerde sizin için güzel bir örneklik vardır” [4] buyurarak onu da örnek olarak takdim etmiştir.

Kardeşlerim!

İbrahim (as) denince akla tevhid gelir. Onun tevhid mücadelesi gelir. İbrahim Peygamber, inancı uğrunda yanardağlar misali ateşe atılmayı göze almıştır. Allah’a iman ve kulluğun nasıl olması gerektiğini bütün insanlığa göstermiştir. Kula kul olmayı reddetmiştir. Hak, hakikat, adalet, doğruluk ve gerçek özgürlük yürüyüşünden asla geri dönmemiştir.

İbrahim (as) denince akla vahdet gelir, ümmet gelir. O, bir evlat ile bir ümmet kurmuştur. Kendisinden sonraki bütün peygamberlerin, bütün müminlerin atası olma şerefine ulaşmıştır. [5] Hz. İbrahim’den sonra gelen her bir peygamber, onun duasında yer almıştır. İbrahim (as) denince akla teslimiyet ve sadakat gelir. O, ciğerparesi İsmail (as)’le zorlu bir imtihana tabi tutulmuştur. Bu imtihanda bütün varlığını Allah’a adama kararlılığını göstermiştir.

Bugün İslam’ın sembolleri, şeâiri olan pek çok değerimizde İbrahim Halilullah (as)’ın hatırası vardır. O, Kâbe’yi Muazzama’yı oğlu İsmail (as)’le birlikte yeniden inşa etmiştir. Türlü hikmetlerle dolu hac ibadetini insanlığa o göstermiştir. Allah’a yakınlık arayışımız olan kurban ibadeti onunla özdeşleşmiştir. İbrahim (as)’ın, inkârcılara Allah’ın varlığını ispat etme gayreti, bizim için büyük bir örnektir.

Değerli Kardeşlerim!

Bugün İslam’ın sembolleri, şeâiri olan pek çok değerimizde İbrahim Halilullah (as)’ın hatırası vardır. O, Kâbe’yi Muazzama’yı oğlu İsmail (as)’le birlikte yeniden inşa etmiştir. Türlü hikmetlerle dolu hac ibadetini insanlığa o göstermiştir. Allah’a yakınlık arayışımız olan kurban ibadeti onunla özdeşleşmiştir. İbrahim (as)’ın, inkârcılara Allah’ın varlığını ispat etme gayreti, bizim için büyük bir örnektir. Onun ümmete öncülüğü bizim için büyük bir örnektir. Tevhid yolundaki kutlu yürüyüşü, hicreti bizim için büyük bir örnektir. Onun sabrı ve metaneti, şükrü ve cömertliği bizim için büyük bir örnektir. Kerim Kitabımızda yer alan ve her biri kulluk şuurunun bir yansıması olan duaları, bizim için güzel bir örnektir.

Kardeşlerim!

Peygamberimiz de atası İbrahim (as)’ın mübarek yolunun yolcusudur. Bugün, Peygamberimiz’in ümmeti olarak bizlere düşen de Hz. İbrahim gibi bir tevhid şuuruna, vahdet anlayışına, kulluk bilincine sahip olmaktır. İbrahimî bir sadakat ve teslimiyeti kuşanmaya gayret etmektir. Bu büyük peygamberin azmini ve ahlakını kendimize örnek almaktır. İnsanlığa büyük hayırlar getiren İbrahim (as)’ı, Kur’ân’dan ilham alarak, bayram vesilesiyle çocuklarımıza ve gençlerimize tanıtmaktır.

Hutbemi Yüce Rabbimizin, Kur’ân-ı Kerîm’de bizlere öğrettiği İbrahim Peygamber’in dualarıyla bitirmek istiyorum:

“Rabbimiz! Bizi ve gelecek nesillerimizi sana teslim olanlardan eyle!” [6]

“Rabbimiz! Sadece sana dayandık, sana yöneldik. Dönüş ancak sanadır. Bizleri inkâr edenlerin zulmüne uğratma!” [7]

“Rabbim! Beni ve soyumdan gelecekleri namazı kılanlardan eyle! Dualarımı kabul eyle! Hesap günü beni, anne-babamı ve inananları bağışla!” [8]

 


1. İbn Hanbel, IV, 127; İbn Hişam, I, 158.
2. Nisâ, 4/125.
3. Ahzab, 33/21.
4. Mümtehine, 60/4.
5. Hac, 22/78.
6. Bakara, 2/128.
7. Mümtehine, 60/4-5.
8. İbrâhim, 14/40-41.