Dünyanın Tüm Bahçeleri

Kur'ân-ı Kerîm'in tefsirini veya Efendimiz’in hadislerinin yorumlarını okurken usulden usule, kişiden kişiye değişen yaklaşımlar olduğunu bilirsiniz. Hatta bu yaklaşım farklarına şaşan ve tek tip standart cevaplar arzulayanlar "Neden aynı meselede herkes aynı şeyi söylemiyor, Kur'ân bir tane değil mi?" diyerek hayretlerini belirtirler. Biraz da bütün yorumları ve cevapları şüpheyle karşılamanın ifadesidir bu.

Metnin (burada Kur'ân ve Hadisler) lafzına sıkı sıkıya bağlı olan gelenekselciler, metnin açıkça söylemediği şeyleri söyleten işari yorumcular, bir de metnin kendisini sorgulayan, zorlayan modernistler arasında hangi yolu seçeceğini kestiremeyen -bizim de içinde olduğumuz- büyük kalabalıklar ne yapsın? Ancak sistemli bir din eğitiminin kazandıracağı ölçütlerden mahrum kalanlar; neyi alacak, neyi bırakacak ve bunu neye göre yapacak?

İtidalin yolu en sağlam yoldur ve ümmetin çoğunluğu da o yol üzerindedir (çok şükür). Toptan red, toptan kabul ya da sadece bir yola -gözü kulağı başkalarına kapalı- bağlı olmak bizi itidalden çıkarıp uçlara savurur. İşte bunun içindir ki hükümlerini uydurma ve zayıf rivayetler üzerine bina etmedikçe gelenekselcilerin teslimiyetinden; lafzın çizdiği sınırların dışına taşmadıkça sûfiyenin kalbi zevkinden ve yine bu sınırları yok saymadıkça modernistlerin aklî çıkarımlarından yararlanabiliriz. Bu yol, hem bizi zenginleştiren hem de metnin buyruğunun belirlediği çizginin içimde tutan mutedil bir yoldur.

Ey hiçbir yolun aşırılarına yaranamayan mutedil insan, seni tek bir küçük bahçeye hapsetmeye çalışanlara kanma! Yeryüzü Allah'ındır.

Seni her şaşkınlıktan koruyacak kitap ve sünneti önüne geçir ve dünyanın tüm bahçelerini onların rehberliğinde dolaşmaktan korkma! Sahabe ve sonraki nesiller coğrafi ve kültürel karşılaşmalardan korksalardı ne sen İslam'la tanışmış olurdun ne ben...