Bugün sizlerle imanımız ve sosyal duruşumuzla ilgili olarak Kur'ân'dan bir parçayı tefekkür etmek istiyorum.
On iki ayetlik bu bölümü (Nisa 136-147) yer darlığı sebebiyle buraya almayacağım. Sizden ricam Kur'ân-ı Kerîm'den bu ayetleri önünüze açıp üzerinde düşüne düşüne okumanız ve yaşadığımız günler açısından dürüstçe değerlendirmeniz.
Bunu sizden istemeden önce kendim yaptım ve bakın hangi dersleri çıkardım:
• Yalnızca inandım demek yetmez, Allah'a, Peygamberine ve kitabına Allah'ın istediği gibi yürekten inanmak/güvenmek ve bu inançta sebat göstermek gerekir.
• İmanla küfür arasında gidip gelmek ve netice olarak küfürde karar kılmak (Elmalılı'nın ifadesiyle tahavvül ve televvün, yani sürekli değişmek ve renkten renge girmek) münafıkların ayırt edici özelliğidir.
• Müminleri bırakıp izzet ve şeref bulmak için kâfirleri dost edinenler izzetin tamamen Allah'a ait olduğunu unutuyorlar. Oysa bırakın izzet bulmak için onların arasında süklüm püklüm dolaşmayı, bir zaruret nedeniyle yanlarında bulunduğunuz zaman dinin aleyhine konuşurlarsa hemen oradan ayrılmanız gerekir. (Yine Elmamlılı'ya göre terk-i itirazda rıza vardır.) Bu kadarcık bir beraberliğe razı olmayan Allah, kâfirlerle dostluk yaparak üstünlük elde etmeye çalışanları onlarla bir tutacak ve dünyada oldukları gibi cehennemde de onları bir araya koyacaktır.
• Kâfirlerle sıkı fıkı olmaya ilaveten münafıkların nifakını ortaya koyan bir başka davranışları namaza ayak sürüyerek katılmaları ve eğer bir gösteriş fırsatı olmayacaksa Allah'ı içtenlikle anmamalarıdır.
• Bu şekilde iki taraf arasında gidip gelmek onları iki tarafa da yar olmayacak şekilde ortada bırakır.
• Müminleri bırakıp kâfirleri dost edinmek Allah karşısında bütün af yollarını kapayacak kesin bir münafıklık delilidir.
• İnsanın, itikad ve ahlak olarak nifaka bulaşmış olsa dahi her zaman tevbe edip halini düzeltme imkanı vardır.
• Şükür ve iman azap kapılarının kapandığı bir yoldur. Burada şükrün imandan önce zikredilmesi belki de şükreden bir karakterin insanı imana ulaştıracağına işaret içindir.
Şimdi bir durup sosyolojik olarak nerede durduğumuzu gözden geçirmenin tam zamanı!