Bugün size tefsirinde ince felsefi ve psikolojik tahlillere de yer vermesiyle bilinen Elmalılı Hamdi Yazır merhumun oruç konusunda söylediklerinden bir alıntı yapmak istiyorum. O öncelikle nefsi emmare ile mücahedenin ancak oruçla mümkün olacağına işaret eder ve insanın fenalıklara olan hırsını teskin etmede hiçbir yöntemin oruç gibi etkili olmadığını belirtir. (Bu hususiyeti nedeniyle oruç içermeyen bir seyr-i sülûk düşünülemez.)
Onun ifadeleriyle oruç, yeme-içme ve cinsel hayata getirdiği sınırlamalarla, insanın en ilkel içgüdülerini kontrol etmesini sağladığı için “hayatın lezzetini, iradenin kıymetini tattıran” en güzel bir haslettir.
İnsan oruçla kazandığı nefse hâkimiyet meziyeti sayesinde Allah’ın çizdiği sınırlarda durmayı başarabilir ve günahlardan, isyanlardan sakınarak Bakara 183’te bize orucun hedefi olarak gösterilen takva mertebesine erebilir. Zira oruç şehveti kırar, nefsin arzularını mağlup eder; insanı azgınlıktan, olur olmaz çirkin işlerden meneder; dünyevi lezzetleri, makam ve yükselme hırslarını küçük gördürür, hayatın lezzetini tattırır, kalbin Allah’a olan bağlılığını artırır, ona melekî bir zevk ü safa bahşeder. Yeme-içme ve cinsel arzu insanı her derde sokar. İnsanın insanlığı, bunlara hâkim olmasındadır.