Farklı Bir Kalemden Siyer

13 Aralık 2009

Celaleddin Vatandaş, Pınar Yayınları, 2008

Üç aylar boyunca her hafta bir siyer kitabını incelediğimiz köşemizin bu haftaki konusu Celaleddin Vatandaş'ın Hz. Muhammed (sav)'in Hayatı ve İslam Daveti adlı eseri. Türkçede kaleme alınan siyer kitapları arasında son yıllarda öne çıkan eser Hz. Peygamber'in siretini Mekke ve Medine Dönemi olmak üzere iki ana başlık altında inceliyor.

Mekke döneminin incelendiği birinci cilt Allah Rasûlu'nun peygamberlik öncesi döneminin ana hatlarıyla kaleme alınmasıyla başlıyor. Daha sonra Hz. Peygamber'in insanları İslam'a davetiyle başlayan peygamberlik süreci vahyin gelişi ve insanlara O'nun tarafından insanlara aktarılışı merkeze alınarak davet konusu üzerinde yoğunlaşılıyor. 

Eser Hz. Peygamber'in hayatının her safhasını kapsamlı anlatmakta ve titiz bir çalışmanın ürünü olarak karşımıza çıkmakta. Kitabın dikkat çekici yönlerinin başında Hz. Peygamber'in siretinin detaylı bir biçimde ele alınmasının yanı sıra O'nun daveti, davetin safhaları ve davet metodu gibi konular üzerinde de yoğunlaşılmış olması.

Eser bu yönüyle biyografik bir siyer çalışması olmanın ötesinde bir nitelik kazanıyor.

Allah'ın emirlerini doğrudan insanlara tebliğ eden bir elçi olarak Hz. Peygamber'in nasıl bir yol izlemiş olduğunun incelendiği bölümler O'nun davetini her yönüyle bize aktarıyor.  Çünkü müminler O'nun davetini miras alacak kimselerdir. Hz. Peygamber vahiy tamamlandıktan sonra bu dünyadan ayrılmıştır ama iyiliğe davet O'ndan Müslümanlara kalan en önemli mirastır.

Davet konusunda Celaleddin Vatandaş tarafından kitapta sıkça vurgulanan hususlardan biri vahiy sürecinin eğitici ve dönüştürücü yönüdür. Bu konuda eserdeki şu satırları alıntılamak yerinde olacaktır:

"Rasûlullah bir ümmi idi; okuma-yazması yoktu; o günün felsefelerinden, bilimlerinden habersizdi. Seçilip ilahî görevle sorumlu kılındığı zaman ne görevinin gereklerini ve ne de kendisine verilen ilahî bilgiyi insanlara nasıl, hangi yöntemle sunacağını biliyordu. Fakat ilahî irade bunu özellikle tercih etmiş ve kendisine o toplumun ölçüleri dahilinde ahlakının güzelliği dışında, entelektüel birikimleri olmayan birisini seçmişti. Zira O'nu risalet sürecinde aşama aşama yetiştirip, insanlığın zirvesi yapacaktı. İlahî bilgi, değiştirici, dönüştürücü gücünü, hedeflediği insan tipini önce elçisi üzerinde gerçekleştirecek ve örnek olarak gösterecekti. Her vahyolunan âyetle de bu gerçekleştirildi. Vahyolunun her bir âyet Rasûlullah'ı hem bilgilendirdi, hem de yetiştirip geliştirdi. O'nun âlemlere rahmet bir şahsiyet ve insanlık için en güzel örnek kıldı."

Celaleddin Vatandaş'ın kaleme aldığı siyerde öne çıkan bir durum da Kur'ân-ı Kerim'in kaynak olarak merkeze alınmış olması.  Özellikle Hz. Peygamber'in şahsiyet özelliklerinden ve sıfatlarından bahsedilirken âyetlere sık sık atıflarda bulunuyor. Kur'ân'ın peygamber tasavvuru esas alınıyor ve aynı zamanda Hz. Peygamber'in de Kur'ân'ın belirttiği ideal insan tipinin kusursuz örneği olduğu vurgusu üzerinde duruluyor.