Farklı Bir Siyer Denemesi: Er-Rasul

13 Aralık 2009

Said Havva, Yenda Yayınları

İnsan, ancak Allah'ı gereği gibi tanıdığı zaman, O'nun emirlerine sarılır. Allah'ın önemli görev için seçip, yükümlü kıldığı Rasûl'unu tanımak suretiyle kulluk görevi hakkıyla gerçekleştirilebilir. Allah'ın yaratılıştaki hikmeti gereği, elçiler gönderilmiş, insanlara emirlerini tek tek değil, elçileri aracılığıyla duyurmuştur. Allah bu görev için kullarından dilediklerini seçmiş ve yükümlü kılmıştır"  diyor Said Havva ve ekliyor:

"Rasûl'u tanımayan, Allah'ı tanıyamaz!"

Er-Rasûl isimli eseriyle siyer vadisine önemli bir katkıda bulunan Suriyeli İslam alimi Said Havva alışılan kronolojik metodun dışında bir yaklaşımla karşımıza çıkıyor. Er-Rasûl'de biyografik bölümler nerdeyse yok denecek düzeyde azdır. Kronolojik anlatımdan ziyade Hz. Peygamber'in şahsiyet ve şemail özelliklerinden hareketle bir anlatım ortaya koyan yazar bir anlamda okuyucuya kapsamlı bir portre çalışması sunuyor.

Said Havva'nın kitabı kaleme alırken kurduğu çatı en genelde yaratılış hakikati üzerinde temelleniyor.  İnsanın yaratılış itibariyle diğer varlıklardan ne gibi farklılıklar taşıdığının üzerinde durarak genel bir çerçeve çizen yazar, eserin giriş kısmında bu bağlamda bilgi, irade, değer ve imkan, akıl ve idrak gibi konuların üzerinde duruyor.  

Said Havva'nın çizdiği bu çerçeve "Acaba biz insanlar Allah'ın elçisini nasıl tanıyacağız?" sorusuna kapsamlı bir cevap verme amacıyla çizilmiştir. Said Havva'ya göre insanın peygamberleri tanıyabilmesi için öncelikle kendisini ve elçilerin, yani seçilmiş kişilerin normal insanlardan farklarını bilmek, anlamak gerekmektedir. Bu sebeple eserinin girişinde insanın yaratılış özelliklerini irdeleyen Havva, daha sonra Hz. Peygamber'in şahsiyet özelliklerini incelemeye başlar ve O'nu ayrıcalıklı kılan yönlerini okuyucuya yalın bir dille kaleme alır.

Er-Rasûl'ün yazarı Hz. Peygamber'in ahlakı ve adaleti başta olmak üzere örnek kişiliğinin etrafında teşekkül ettiği birçok şahsiyet özelliklerinin yanında fiziki (şemail) özelliklerini de ayrıntılı bir biçimde işliyor. Aynı zamanda O'nun tebliğ metodu ve insanlara yaklaşımındaki yöntemleri hakkında da kapsamlı analizlerde bulunulan kitapta böylelikle bir portre çalışması tamamlanmış oluyor. Çalışmanın ana ekseni, Hz. Peygamber'i gerektiği gibi dosdoğru ve ayrıntılı bir biçimde tanıma amacı etrafında şekilleniyor. Çünkü Hz. Peygamber'i tanımak başta da belirtildiği gibi Allah'ı tanımak için temel şarttır.

Dikkat çekici bir bölüm de Hz. Peygamber'in mucizelerine ayrılan kısım. Hz. Peygamber'in çeşitli mucizelerini bir arada, Kur'ân mucizesini ise ayrı bir başlık altında inceleyen Said Havva böylece okuyucunun dikkatini asıl mucizeye, yani Kur'ân-ı Kerim'e odaklandırıyor. Bir mucize olarak Kur'an-ı Kerim'in işlendiği bölümde ise, metafizik bir hadise olan mucizeye (yüce kitabın dil ve üslubu gibi) somut deliller sunması ise çalışmanın önemini artırmaktadır.  

Kitaptan Birkaç Satır:

"Peygamberlere dikkat edilecek olursa, insanı hayrette bırakacak şekilde Allah'a ibadete sarıldıklarını görürüz. Allah'ın kendilerine emrettiklerini tüm zorluk ve sıkıntılara katlanarak yerine getirirler. Hatta öyle bir teslimiyet ve hoşnutlukla yerine getirirler ki, bununla mutludurlar! İşte bu onların davalarında doğru olduklarının bir başka delilidir.

(...)

Halbuki yani sıradan insanları ele alacak olursak böyle olmadıklarını görürüz.  Mesela kişi herhangi bir ibadet hususundaki Allah'ın emrini gereği gibi yerine getirirken, diğer emirler ve yükümlülükler hususunda ifrata düşebilir. Ancak Allah'ın Rasûl'u öyle değildir. O, aldığı emirler arasında böyle bir şey düşünmeksizin hepsini eksiksiz olarak yerine getiren kişidir. Herhangi bir ifrat ve tefrite kaçmaksızın yükümlü tutulduğu tüm emirleri aynen yerine getirmeye gayret gösteren kişidir."

Said Havva Kimdir?

1935 yılında Suriye'nin Hama şehrinde doğdu. Yoğun bir İslami ilim tahsi­linden geçti ve Şam Üniversitesi Şeriat Fakültesi'nden mezun oldu.

1952 yılında henüz 17 yaşında iken 'Müslüman Kardeşler' hareketine katıldı. Bu hareket içinde geniş çaplı çalışmaların içine girdi. 1964 yılında ise Hama "Müslüman Kardeşler Hareketi Başkanlığı"nı üstlen­di. Sadece bir ilim adamı değil aynı zamanda aktivist olarak hayatını sürdürdü. Müslümanlar adına döneminde birçok toplumsal harekete öncülük etti ve bu yüzden hapse girdi.

Said Havva bütün bir ömrünü İslami ve ilmî faaliyetlere adadı. Önemli bir araştırmacıydı ve çok fazla kitap okuduğu rivayet edilmektedir. Eserleri birçok dile çevrildi.