Gecenin Mucizevi Yemeği

19 Haziran 2015

Ramazan, bir kul olarak Allah’a inanç ve saygımı en derinden hissettiğim zamandır. Hiçbir görünürlüğü olmayan bir ibadet olan orucun, sahiciliği sadece Allah tarafından bilinebilecek bir ibadet olması yanında, uzun Ramazan günlerinin halsizliğine ve geç vakitlere sarkan teravihlerin yorgunluğuna bakmadan gecenin bir vakti kalkıp kerli ferli bir sofra kurmak, Allah’a teslimiyetin insanın alışkanlıklarına karşı çatışmasından galip çıktığı andır.

Sahur sofraları, insanın en içgüdüsel davranışlarından biri olan yemek yeme düzenini dahi Allah’ın emrine ve Peygamber’in sünnetine ram edebileceğini kendisine ispatlayan, dinin geri kalan emir ve tavsiyelerini yapabilme gücümüzü bize işaret eden güçlü bir dönüştürücüdür. O yorgunluk ve uykusuzluğa rağmen kalkıp ailesine sahur hazırlayan erkek ve kadınlar (evet bunu yapan erkekler de var, insanlık ölmedi) insan davranışlarında Allah’ın hükmünün geçtiği anlardan birini yaşayan teslimiyet abideleridir. Gecenin sabaha yaklaştığı o en kutlu vakitlerde pencerelerinden ışık, mutfaklarından tıkırtılar yayılan o evler sema ehline yeryüzünün yıldızları olarak parıldar; bir aylığına da olsa gökyüzü halkına benzeyen kardeşleri olarak.