Halil Ortakcı’dan İki Yeni Kitap

14 Ocak 2024

Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Halil Ortakcı’nın iki yeni çalışması geçtiğimiz aylarda raflardaki yerlerini aldılar.

İslam tarih usulü ve kaynakları, hadis ve siyer gibi alanlarda kıymetli çalışmaları bulunan Halil Ortakcı, Selman-ı Farisi’nin hayatını konu edinen biyografik bir çalışma hazırlamış ve bu çalışma 2021 yılında Beyan Yayınları etiketiyle okuyucuların istifadesine sunulmuştu. Ortakcı’nın yayınlanan son çalışmalarından biri de Hadis hâfızı ve Târîḫu medîneti Dımaşḳ adlı eseriyle tanınan tarihçi İbn Asâkir üzerine kalem aldığı, Ensar Yayınları’nın “Öncülerimiz” serisinin 17. kitabı olarak yayınlanan biyografik bir eser.

“Öncülerimiz” serisinin Dr. Ortakcı tarafından hazırlanan bu kitabı, Asâkir’in hayatını ve ilmi kişiliğini ilmi usullerden taviz vermeden yalın bir biçimde okurların istifadesine sunmayı amaçlıyor. İslam ilim tarihinin dikkat çekici figürlerinden biri olan İbn Asakir’in hayatının farklı bir bakış açısıyla ele alındığı çalışmanın tanıtım bülteninde şu ifadeler yer aldı:

“Üstün hıfz/ezber yeteneğiyle ön plana çıkan Ebü’lKasım İbn Asâkir (d. 499/1105ö. 571/1176), Dımaşk’ta yaşamış bir hadisçi, tarihçi, kelamcı ve şairdir. O, uzun süreli ilim yolculuklarına çıkarak benzersiz bir ilmî çevre oluşturmuştur. Böylece etki sahasını Şam sınırlarının ötesine taşımıştır. Siyasîmezhebî kavgaların gölgesinde ve Haçlı tehlikesinin derinden hissedildiği bir zaman diliminde hayat süren İbn Asâkir, yaşadığı coğrafyanın dinî ve siyasî önemini anlatmak istemiştir. Bunun için de ömrünü 80 ciltten oluşan ve şehir tarihlerinin en hacimlisi olan Târîhu Medîneti Dımaşk adlı kitabı yazmaya hasretmiştir. Cihatla ilgili hadisleri toplayarak Haçlılara karşı Müslümanların mücadele motivasyonunu ve birlikteliğini tevvik etmeye çalışmıştır. Zira politik istikrarın ne kadar önemli olduğunu şehirdeki iktidar kavgaları sırasında müşahede etmiştir. Dımaşk’ı yöneten Nureddin Zengî’nin politikalarına ve Nizâmiye Medreseleri’ndeki Eş‘arî öğretiye sıkıca bağlılığını göstererek siyasî ve itikadî bütünlüğü korumaya çalışmıştır. Elinizdeki bu kitapta, İslâm ilim tarihinin dikkat çekici figürlerinden biri olan İbn Asâkir’in hayatı farklı bir bakış açısıyla ele alınmıştır. Yazar, VI. /XII. asırda Şam bölgesindeki siyasî ve ilmî yaşama dönemin hadis otoritesi olan mezkûr isim üzerinden ışık tutmuştur.”

Ortakcı’nın yayınlanan ikinci eseri ise, “Cahiliye’den Emevîlerin Sonuna Kadar Yemen” başlığı ile kitaplaştırılan doktora tezi oldu. Fecr Yayınları etiketiyle okuyucularla buluşan çalışma, İslamiyet sonrası Yemen’i konu alıyor. Beş bölümden oluşan eserin birinci bölümünde, İslâm öncesinden Emevîlerin sonuna kadar ana hatlarıyla Yemen’in siyasî tarihine odaklanılıyor. İkinci bölümde nüfus yoğunluğu ve nüfusun dağılımı bağlamında bölgenin demografik yapısı, üçüncü bölümde ekonomik durumu, dördüncü bölümde ilmî hayat, beşinci ve son bölümdeyse Yemen’in kültürel mirası ele inceleniyor. Yemen’in İslam medeniyeti için önemini ortaya koymaya çalışan ve alana mütevazi bir katkı sunma gayesinde olan eserin tanıtım yazısında şu ifadeler yer alıyor:

“İslâm Tarihi alanında lisansüstü eğitimime başladığımda bir dizi okumalar yapmıştım. Bu okumalar sırasında karşılaştığım eserlerde Yemen’in coğrafî avantajlarından bahsediliyordu. Bölgenin İslâm öncesi dönemde yazılı kültüre geçtiğini ve yerleşik bir medeniyete ev sahipliği yaptığını gördüğümde; aynı hususun İslâm’dan sonra da devam edip etmediği sorusu aklıma gelmişti. Gerçekten Yemen, İslâm sonrası dönemde ismi kadar büyük ve önemli bir bölge olmuş muydu? Konuyla ilgili kaynaklarda yaptığım literatür taramalarında bölgenin durumuyla ilgili bilgilerin satır aralarında dağınık vaziyette bulunduğunu tespit ettim. Yine ilgili literatürde İslâm’dan sonra Emevîlerin sonuna kadarki dönemde bölgenin durumu hakkında yapılan araştırmalar azdı. Doğrusu ben, İslâm’dan sonra Yemen’in hilafet merkezinin kuzeye taşınması ve fetihlerin yönü sebebiyle devletin merkezine uzak kaldığını, bundan dolayı hak ettiği değer verilmeyerek eserlerin satır aralarına mahkûm edildiğini düşünmüştüm. Bu sebeple böyle bir çalışma yapmaya karar verdim. İşte bu eser, Yemen’in İslâm medeniyeti için önemini ortaya koymaya çalışan mütevazı bir araştırmadır. Çalışma, beş bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, İslâm öncesinden Emevîlerin sonuna kadar ana hatlarıyla Yemen’in siyasî tarihi; ikinci bölümde nüfus yoğunluğu ve nüfusun dağılımı bağlamında demografik yapısı; üçüncü bölümde ekonomik durumu, dördüncü bölümde ilmî hayatı; beşinci ve son bölümdeyse kültürel mirası ele alınmaya çalışılmıştır.”