İftar Sofralarının Evrimi

29 Haziran 2015

Efendimiz’in bir oruçluya iftar ettirenin oruçlunun sevabı kadar sevap kazanacağını haber verdiğini bilirsiniz. Bu müjdenin tesiriyle olsa gerek İslam Dünyası'nda her coğrafya kendine mahsus iftar sofraları geleneği kurmuştur.

Anadolu'nun köylerinde (hele de Ramazan'a mahsus bir hoca gelmişse) Ramazan Ayı'nın her akşamı köyün hali vakti iyi olanları arasında paylaşılır, her akşam başta hoca olmak üzere bütün köylü birinin evinde toplanır ve hep birlikte iftar edilir; böylece Ramazan boyunca hiçbir ayırım yapmadan her insan aynı sofrayı paylaşır. Şimdilerde belediyelerin yaptığı sokak iftarları da bunu çağrıştırsa da kişisel himmetlerle yapılan küçük samimi iftarların vereceği "tanışık olma" duygusunu yaşamaya yetip yetmediği tartışma götürür.

Kendimi bildim bileli Ramazan'ın en heyecan verici yanlarından birisi de katıldığımız ya da verdiğimiz iftar davetleriydi. Bunların Anadolu'daki uygulamadan farkı şehirde herkesin kendi sosyal çevresine davet vermesi, bu yüzden de iftar sofralarının sosyal hayattaki statü farklarını yansıtmasıydı.

Şimdilerde bu davetler evlerden lüks restoranlara doğru kaydı. Hiçbir samimiyeti ve derinliği olmayan ayaküstü sohbetlerle geçiştirilen, herkesin her gün yiyebildiği yemekleri birbirlerine sunduğu bu davetlerin bir sonraki aşamada neye evrileceğini merak etmiyor değilim.

Siz kıymetli kardeşlerimi evlerinizde küçük, samimi, alçakgönüllü iftarlar vermeye davet ediyorum.