Hazreti Peygamber’e ilk inen ayetlerin onun için ne anlama geldiğini düşündünüz mü hiç? Önünde uzun ve güç bir yol varken her inen ayet nasıl elinden tutmuş, nasıl yolunu aydınlatmış olmalı.
Kişisel hayatında neleri değiştirmeliydi? Nasıl, ne zaman, ne kadar ibadet etmeliydi? Neyi, nasıl anlatmalıydı? Kimlerle, nasıl muhatap olmalıydı? Nereden başlamalıydı? Gelen tepkileri nasıl karşılamalıydı? Bunlar gibi acil cevap bekleyen onlarca soruyu bir bir halletmiş olmalı gelen her ayet.
Bizim gibi kendini Müslüman olarak bulan, yukarıdaki soruları ciddi ciddi sormaya başladığında yolun ortalarını bile geçmiş bulunanlar için bile aynı etkiyi yapar o ayetler.
Yolun ilk şartının okuma-yazma olduğunu öğrenirsiniz ilkin. (Alak 1; Kalem 1) Bu bizim sandığımız “okuma-yazma”dan ibaret olmadığından yepyeni bir yol açar önümüzde.
Bu “okuma”nın ilk ve en mühim adımı Rabbin ayetlerini okumaktır. Zamanla bilirsiniz ki bu evrende Rabbin ayeti olmayan hiçbir varlık yoktur ve okumamız gereken ilk ayet “insan”ın kendisidir.
“İnsan”ı okuma konusunda bize rehberlik eden ilk ayetlerden öğrendiğimize göre “insan ne zaman kendini kendisi için yeterli görür, Rabbinin yol göstermesine karşı müstağni kalırsa azmaya başlar.” (Alak 6–7) Bununla bilirsiniz ki bu yolun sizden daha en başta istediği şey Hak karşısında mutlak tevazudur.
Bu ayetler sadece kendimiz hakkında değil; bazı insan tipleri hakkında da uyarır bizi daha yolun başındayken. Bunlarla ilişkinin itaat ve boyun eğme şeklini almasını açık ve etkili bir dille yasaklar: Hakkı yalanlayanlar, sana yumuşak davranmak için senin de gevşek davranmanı isteyenler, çok yemin edenler, karakteri bozuk olanlar, gammazlar, söz taşıyanlar, hayra engel olanlar, sınır tanımayan saldırganlar, günaha dadanmış bir ömür sürenler, şerefsiz, kaba ve soysuz olanlar... (Kalem 8–13)
Bunlara uyma ve peşlerinden gitme konusunda bir takım sosyal gerekçelere (hatta zorunluluklara) dayalı mazeretler üretebileceğimizi de bilen Rabbimiz hemen arkasından o yolu da kapatır: “mal ve hanedan (nüfuz) sahibi olduğu için sakın onlara uymaya kalkma” (Kalem 14)