İslam Ahlak Öğretisinin Temel Dayanağı Olarak Sünnet

Hz. Peygamber'in insan karakteri ve kişilik yapısı konusunda on beş asır önce koyduğu ve hala evrensel değerler niteliğini koruyan ilkelerden bazıları şunlardır:

Hz. Peygamber'in getirdiği İslam ahlakının temelini, yaratan, yaşatan ve öldüren yüce bir kudrete iman duygusu oluşturur. Zaten bu iman, İslam'ın da temeli ve esasıdır. Bu imanın, insan ruhuna akseden en önemli yönü, "Allah benim her yaptığımı görüyor, her söylediğimi duyuyor, her aklımdan geçeni de biliyor." duygusudur. Attığı her adımda Allah'ın tasarrufu altında olduğunu bilmek, hiç şüphesiz insanın davranışlarını önemli ölçüde etkiler. Hz. Peygamber; "Allah'a, sanki O'nu görüyormuş gibi." kulluk yapmamızı emreder ve "sen Allah'ı görmüyorsan da O seni görüyor." der. Meleklere karşı bile övdüğü." Allah "katında insanın saygınlığı, vallahi Kâbe-i Muazzama’nın saygınlığından daha yücedir." Başkasını hor görmeyi, insana günah olarak yeterli." Bir müminin haksız yere öldürülmesinden ise, dünyanın zevali Allah'a daha kolay gelir." kendisi için istediğini başkası için de istemesi gerektiğini" İnsanlara gülen bir yüzle bakmayı sadaka." İman etmeden cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız." (Müslim, "İman" 93; Ebû Davud, "Edeb" 142; Tirmizî, "İstizan" 1; İbn Mace, "Mukaddime" 9, "Edeb" 11.) diyendir. "Seven ve sevilen, insanlarla iyi geçinen, kendisiyle de iyi geçinilen kişileri mümin." Herkese dil uzatan, insanlara lanet okuyan, kötü söz ve işi itiyat haline getiren kişileri mümin saymayan."dır sevgi ve nefrette bile ölçülü olmak ve aşırı gitmemek gerektiğini." Aşırı sevginin insanı kör ve sağır edebileceğini." aşırı düşmanlık duygusunun da insanı münafık yapacağını." nerede olursanız olun, daima hakkı söyleyeceksiniz."insanları aldatanı kendinden saymayan" Ancak elinden ve dilinden insanların emniyette olduğu kişileri Müslüman" sayandır. Kötülüğünden, komşularının emin olmadığı kişileri mümin saymayan." dır. Dini de, Allah'a, Kitabına, Peygamberine, yöneticilere ve bütün insanlara karşı dürüst ve samimi olmaktan ibaret." onların diyetini ödeyeceksin" talimatını vermişti.

Hz. Peygamber'in getirdiği ahlak sisteminin temel payandalarından biri aile kurumudur. Aile, milletleri ayakta tutan en temel kurum ve üstün insanî niteliklerin kazanıldığı en önemli kaynaktır. Çalışmak, feragat, fedakarlık, sevgi, dayanışma, karşılık beklemeden iş yapma, sorumluluk duygusu, yurt ve insan sevgisi gibi faziletler, ancak sıcak bir aile ortamında kazanılabilir.

Mutluluk için sadece maddi çevrenin değil, manevi çevrenin de düzeltilmesi gerekir. İnsanlar arasındaki kin ve nefretin aşk ve muhabbete çevrilmesi gerekir. İnsanların vicdanından ihtiras ve çıkarcılık illetinin sökülmesi gerekir. Vicdanların, âlemlere rahmet sevda sağanağı ile yıkanması gerekir.

Evlenmelerin süratle azaldığı, boşanmaların ise korkunç bir hızla çoğaldığı günümüz dünya gerçeğine karşılık, mesela ülkemizde evlenmek için düğün salonlarında yer bulunmaz ve boşanma oranı da sadece on binde dört düzeylerinde ise, bunu biraz da Hz. Peygamber'in aileye gösterdiği ihtimama borçlu değil miyiz?

Hasılı mutluluk için sadece maddi çevrenin değil, manevi çevrenin de düzeltilmesi gerekir. İnsanlar arasındaki kin ve nefretin aşk ve muhabbete çevrilmesi gerekir. İnsanların vicdanından ihtiras ve çıkarcılık illetinin sökülmesi gerekir. Vicdanların, âlemlere rahmet olarak gönderilen sevda sağanağı ile yıkanması gerekir.

Kimsenin ricasını reddetmeyen, hiçbir hediyeyi ve daveti geri çevirmeyen, kimseye lanet okumayan, herkes için daima hayır dileyen, hep veren, bir defa bile "yok" demeyen Peygamberin getirdiği ahlâkî değerlere insanlığın en çok bugün ihtiyacı var.