Kibir: İnkârın Basamağı

Şeytandan başlayarak tarih boyunca tüm inkârcıların ortak özelliğidir kibir. Kibirli, başkasının kendisine yol göstermesini kabul etmeyen insandır. Bu yüzden de çok kolay hata yapabilir; inkâra ve küfre düşebilir.

“Vicdanları onların doğruluğuna kesin inandığı halde, sırf haksızlık ve kibirden dolayı bilerek inkâr ettiler. İşte bak o fesatçıların sonu nasıl oldu.” (Neml 27/14)

Efendimiz, kibir ile inkâr arasındaki bu sebeb-sonuç ilişkisinin neticede insanı cennetten mahrumiyete götüreceğini şöyle haber verir bize: “Kalbinde zerre kadar kibir bulunan kimse Cennete giremez.” (Riyazu's-Salihin, Kibir, 614)

Kibrin zerresinden bile uzak durmamız gerekince onu tanımlamak da elzem oluyor.  Ruh sağlığının şartı olan özgüvenle cennetin yolunu tıkayan kibri nasıl ayırt edebiliriz? İnsanın kendini beğenmesi kibir midir?

Efendimizin yukarıdaki sözünü duyan bir sahabi de aynı endişeyle; "Ey Allah'ın Rasûlü! İnsan elbisesinin ve ayakkabısının güzel olmasını sever" diye sorunca Rasûl-i Ekrem (sav):

“Allah güzeldir, güzelliği sever. Kibir hakkı reddetmek ve insanları küçük görmektir” buyurarak kibrin tanım ve kapsamını netleştiriyor.

Kişi, kibre düşerim korkusuyla, Allah vergisi olan yeteneklerini yok saydığında onları kullanamaz da. Oysa onlar Allah vergisidir ve yok sayılmaları nimete nankörlüktür. Üstelik Rabbimizin üzerimizdeki bir lütfunu itiraf etmek o lütuf nedeniyle bize düşen çeşitli sorumlulukları da kabul etmek demektir. Kibre mani olacak olan da işte bu bilinçtir.

Burada akla gelen bir soru da kibrin doğuştan olup olmadığıdır. Halaya, dayıya havale edebilir miyiz bu ve benzeri yerilen vasıfları?

Bu konuda iddialı sözler söylemek haddimizi aşmak olur. Elbette temel karakteristik özelliklerde kalıtımın rolü vardır ama biz biliyoruz ki her insan dünyaya tertemiz gelir. (kibirli yerine kullanmak üzere) onurlu bir tevarüsle hayata başlayan bir çocuğu doğru yönlendirirsek haysiyete; yanlış yönlendirirsek kibre sevk etmiş oluruz. Yakın çevresinden, sürekli insanları aşağılayan ve kendisini her durumda üstün hissetmesine sebep olan mesajlar alarak yetişen bir çocuk da büyük ihtimalle müstakbel bir mütekebbirdir.