Kitap ve Sünnete Bakışımız

Peygamberimiz'den bize kadar ulaşan ve kaynağı itibarıyla da güvenilir olan bir rivayette, ehl-i kitabın kaynaklarında bildirilenlerle örtüşen bir ifadeye rastladığımızda bu durumu nasıl yorumlarsınız?

Haydi bir adım daha atalım: Kur'ân-ı Kerîm'de ele alınan konulardan bazıları yine aynı şekilde ehl-i kitaptan (hatta cahiliye kültüründen) aktarılan bilgilerle örtüşüyorsa bu ne demektir?

(Bu örtüşmeler bazen kıssalar gibi tarihi konularda olur, bazen de günlük yaşama dair kurallarda. Yani sadece pratik sonucu olmayan bilgilere münhasır olmayıp, hayatın hemen her alanına dair olabilir.)

Bu konuda temel üç yaklaşım görülüyor:

1. Özellikle Peygamberimiz'in hadislerinde bahsedilen bir konu ehl-i kitabın kaynaklarında da aynı şekilde geçiyorsa ve Kur'ân'da anlatılan bir konu (mesela mucizeler) önceki din ve kültürlerin anlattıklarıyla örtüşüyorsa, bu durum Kur'ân'ın Hz. Muhammed (sav) tarafından önceki metinlerden yararlanarak yazıldığını gösterir. (Genel olarak müsteşrikler)

2. Hadisler söz konusu olduğunda, bu örtüşmeler o rivayetlerin ehl-i kitap kaynaklarından hadisler arasına karıştırılan uydurmalar olduğunu gösterir. Kur'ân'da bahsi geçen konuların örtüştüğü durumlarda ise bu durum içinde yaşanılan kültürün Kur'ân'a yansımasıdır; o olayın gerçekliğini göstermez. (Genel olarak modernistler)

3. Kur'ân ve sahih sünnette bahsi geçen konularla ehl-i kitabın kaynakları arasındaki benzerlikler Kur'ân ve sünnetin yaşanan kültürden etkilenmiş, tarihsel bir metin olduğunu göstermez. Aksine Kur'ân ve sahih sünnet ilahi kaynaklı olması sebebiyle evrenseldir. Ondaki bilgilerin bir kısmının ehl-i kitabın kaynaklarıyla örtüşmesi bu kaynakların (her ne kadar tahrif edilseler de) hakikat kırıntıları içermesi sebebiyledir. (Genel olarak Kur'ân'ın evrenselliğini savunan gelenekselciler)

Bir kısmı ekranlara taşan ve hangi tarafın münazaracısı güçlü ise o tarafın hakikati temsil ettiği zannedilen bu üç yaklaşımdan hangisine yakın durduğunuz, bize sımsıkı yapışmamız tavsiye edilen iki esasa -Kur'ân ve sünnete- nasıl yaklaşacağınızın çıkış noktasıdır.

Yola çıktığınızda yönünüz ne tarafa ise varacağınız yer orasıdır. Bir açının kolları başlangıçta birkaç derece saparsa, vardığı yer hedefinden çok uzakta olacaktır. Doğru yolda yavaş yürüyen, yanlış yolda hızla seyredenden daha iyi bir menzile ulaşır. Siz siz olun sunumun ihtişamına ve hızına değil, size ne sunulduğuna bakın.