Kötülük Kapılarının Kudretli Bekçisi: Namaz

Bugün Meryem Suresi'nden iki ayetin ışığında insanın cennete giden yolu nasıl şaşırıp azabına duçar olduğunu ve bu sürecin aşamalarını anlatacağım.

Rabbimiz Meryem Suresi'nin başından itibaren sırasıyla Zekeriya, Yahya, Meryem, İsa, İbrahim, Musa, İsmail, İdris aleyhisselamlardan bahsettikten sonra 58 ve 59. ayetlerde şöyle buyuruyor:

"İşte bunlar, Âdem’in ve Nuh ile beraber (gemiye) bindirdiklerimizin soyundan, İbrahim’in, Yakub’un ve doğru yola iletip seçtiklerimizin soyundan kendilerine nimet verdiğimiz nebîlerdir. Kendilerine Rahman’ın ayetleri okunduğu zaman ağlayarak secdeye kapanırlardı. Onlardan sonra, namazı zayi eden, şehvet ve dünyevi tutkularının peşine düşen bir nesil geldi. Onlar bu tutumlarından ötürü büyük bir azaba çarptırılacaklardır."

"Büyük bir azap" diye çevrilen "gayya" kelimesi lügatlerde sapmak, doğru yoldan şaşmak, cahilce davranmak, helâk olmak, mahvoluş, hüsrana uğrayıp umutların boşa çıkması gibi anlamlara gelir. "Reşat"ın zıddı olarak her türlü şerrin genel ismidir" de denmiştir. Sahabeden gelen yorumlara göre cehennemde bir vadi ya da kuyunun özel adı olduğu da söylenmiştir.

Bu iki ayete göre insanı bu feci akıbete uğratan süreç üç aşamalıdır:

1. Sapkınlık öncelikle Allah'ın nimet verdiği salihlerin ve peygamberlerin yoluna karşı çıkmayla başlıyor.

2. İyilerin yolundan ayrılmanın davranışlara yansıyan ilk belirtisi olarak namazı terk ediliyor.

3. Bundan sonraki aşama ise ilahi olanla bağlarını koparmış insanın sel gibi gelen şehvetlerine direnme gücünü yitirip Allah'tan korkmaz, kuldan utanmaz bir azgınlıkla nefsani hazlarının peşine takılıp kendisini gayyaya çıkaracak yolda kontrolsüzce ilerlemesidir.

Namazın terki ile kötülüklerin kapısının açılması arasındaki ilişki Ankebut 45'te namazın insanı kötülüklerden alıkoyduğunun bildirilmesiyle de pekiştirilmiş bir gerçektir.

Gördüğünüz gibi namaz içimizdeki Pandora’nın Kutusunun kilididir. O ne kadar sağlamsa kötülükler o kadar kontrol altındadır.

(Bu arada ayette geçen namazın terki müfessirlere göre çeşitli düzeylerde cereyan eder. Bunlar şunlardır: Vaktinde kılınmaması, vaktinde kılınsa bile şartlarına riayet etmeden kılınması, cemaate riayet etmeden münferiden kılınması, tamamen terki, gerekliliğini reddetme.)