Kur'ân Yolculuğu: Fatiha Suresi

08 Kasım 2013

 

________________________________________________________________________

EDİTÖRÜN NOTU:

-En güzel yolculuk nedir ey Rasûlullah?
-En güzel yolculuk, Kur’ân'ı başından sonuna kadar -anlayarak- okuyup bitirmek, sonra tekrar okumak, sonra tekrar okumaktır.

Sonpeygamber.info sayfalarında okurlarımıza yeni bir yazı dizisi sunuyoruz; Ayşe Şener’in sureler üzerine, tefsirlerden faydalanarak kaleme aldığı yazılarında Son Kitap’ın anlamına, mesajına dair açımlamalar yer alacak. Şener, Kur’ân-ı Kerîm’in anlam vadisinde yaptığı bu yürüyüşlerle her Perşembe, okurlarımıza yeni bir “Kur’ân Yolculuğu” sunacak. Yolculuğun ilk durağı ise “Ümmü’l Kitab” (Kur’ân’ın özü) olan Fatiha suresi.

________________________________________________________________________

FATİHA SURESİ

1. HER TÜRLÜ ÖVGÜ yalnızca Allah'a mahsustur, bütün âlemlerin Rabbi, 

3. Rahmân, Rahîm,

4. Hesap Günü'nün Hâkimi.

5. Yalnız Sana kulluk ederiz; ve yalnız Senden yardım dileriz.

6. Bizi dosdoğru yola ilet,

7. nimet bahşettiklerinin yoluna; gazabına uğrayanların ve sapkınlarınkine değil!

***

“Kuran’ın ön, hayatın öz sözü…”

Kitab’ın önsözü hayatın önsözüdür Fatiha Suresi.

Orta yerinde geçen “sırat al müstakim/dosdoğru olmak”,  olmazsa olmazıdır her insanın.

Önsöz yazarın okurla selamlaşmasıdır.

Birazdan iki kapak arasında saklanan aklına ve yüreğine yürüyecek insana kitabın doğum nedenini açıkladığı, önceden söylediği sözüdür.

Kitaptaki ilk surenin en bilinen adı Fatiha; açan anlamındadır. İnsanı Allah’a açan, hayatı anlama, anlamı hayata açandır. Fatiha’nın bir diğer adı ise; Ümmü’l Kitab/ Kitab’ın anası, özü’dür.

Kitabın varlık amacı doğrultusunda okunması için nezaketli bir tenbihtir.
Bir kitabın önsözünü okumamak, yazarıyla selamlaşmadan paldır küldür kitaba ve hayata dalmak olabilir.
Söz konusu  kitap, Kuran olunca; hayatı bahşeden, hayatın özsözünü Kitab’ın önsözünde belirttiği şekilde anlamlandırmadan hayata dalmak, paldır küldür bir yaşamak anlamına gelebilir.

Kitaptaki ilk surenin en bilinen adı Fatiha; açan anlamındadır. İnsanı Allah’a açan, hayatı anlama, anlamı hayata açandır.

Fatiha’nın bir diğer adı ise; Ümmü’l Kitab/ Kitab’ın anası, özü’dür.

Kitab’ın ön, hayatın özsözü…

Bir başka adı ise; Seb ü’l Mesani /Tekrarlanan Yedi.
Mesani/Tekrarlanan: Tekrarlandığı halde sıradanlaşmayan ve bütün zamanlarda geçerliliğini koruyan.
Seb u /Yedi: Tek sayıdan/nicelikten kaynayan nitelik/sonsuzluk çağrıştırıyorsa, Fatiha için şu cümleleri kurabiliriz:

Fatiha; tekrarlandığı halde ölümsüzlüğe oynayan sonsuz anlam: DOSDOĞRU OLMAK’tır.
Tekrarlanması gerekendir.
Tekrara düştüğü halde her zaman güncelliğini koruyan, geçerliliğini hiç kaybetmeyen, yedice, sonsuzca anlamdır.

Dünyanın en yalancı, en bozguncu insanı bile tekrarlar bu anlamı. Vicdanının bir köşesine çömeldiğinde anar dosdoğru olmaya koyulmuş özlemini, Fatiha’yı okur farkında olmaksızın.

Güne ve oradan hayata serpiştirilmiş namazlarda anar, tekrarlar dururuz Fatiha’yı.

Bir seccade üstünde değilsek bile okur dururuz…

Çünkü hayatın alnında dosdoğru olmanın vazgeçilmezliği yazılıdır.

El hamdü lillahi rabbil alemin

Bütün beğenilerimi, ilgilerimi, övgülerimi, sevgilerimi, hayranlıklarımı, aşk duyduklarımı gözden geçirmeliyim.
Kimi, neyi, hangi somut veya soyut gücü hamd ediyorum ben?
Ve kul köle oluyorum, eğiliyorum, eriyorum, yok oluyorum, zamanımı, emeğimi, yüreğimi, özverimi, benliğimi, varlığımı harcayıp duruyorum?


Rahman; ayrımsız yaşatan yaratıcılığını, sevgisini, acımasını, koruyup kollamasını... Rahim; özel olarak seven, şefkati ve merhametiyle tutkun olan...

Rabb i’l alemin

Kavrayabildiğim ya da kavrayamadığım alemlerin yaratanı, yaşatanı, yöneteninin olağanüstü gücünü gördükçe
tanık oldukça, aşkın güzelliğine ve erişilmez yetkinliğine...O’na dır beğenilerim...övgüm, sevgim, hayranlığım ve aşkım...O’nadır bağlanışım ve tapınışım.

Kimseleri beğenmem, sevmem, övmem O’nun kadar.

Kimseleri abartmam, yüceltmem, hayranlıkla hamd etmem O’nun kadar…

Rahman; ayrımsız yaşatan yaratıcılığını, sevgisini, acımasını, koruyup kollamasını...
Rahim; özel olarak seven, şefkati ve merhametiyle tutkun olan...

Maliki yevmid din/ Sorgulama gününün tek yetkilisi/Sahibi
Beni sorgulayacak biricik yargıç ta O!

Hayatımın hesabını vereceğim tek hakim O!


Tanıdım Seni bu önsözde, bu önceden söylediğin özde...

Anlamsız beğenilerim, övgülerim, abartılarım, amaçlaştırmalarım, sapkınca tutkunluklarım, kulluklarım, köleliklerim, tapınmalarım, bir dediğini iki etmelerim sıfırlandı Seni tanıyınca!

Bu önsözü daha evvel okusaydım/anlasaydım böyle onursuzca tapınmazdım başkalarına hiç bir somut ya da soyut güç yükselmezdi boşuna göğümde.

Artık şu cümle geliyor diilime:

İyye ke nağbudu!
Bu durumda ben ancak Sana taparım.
Hayatıma bir tek Sen karış Biriciğim!
Yalnızca Senin önerdiğin anlamla hayatımı anlamlandırmak isterim.

İyye ke nesteın!
Ve bunun için bir tek Senden yardım isterim.

Yol göstericiliğin konusunda bir tek Sana güvenirim!

İhdine’s sırata’l müstakim!

Bizi en doğruya ilet!
İlet beni.
Götür beni, ulaştır dosdoğruya...


Her konuda en doğru olanı yaşat!

Doğruluk bilgisiyle nitelikli bir hayat yaşayan seçkinlerin yoluna…

Bilgiden ve bilinçten uzaklaşarak hayatlarını gazaba çeviren ya da sapkınlaşan ve yozlaşanlarınkine değil…