Kaynaklarımızın anlattığına göre Efendimiz Mekkelilerin düşmanlığının en azgın olduğu dönemlerde dahi namazını Kâbe’de açıkça kılmış, hatta bu nedenle fiziki saldırılara bile uğramıştı.
Muhtemel o günkü müşrikler namazın ferdi ve toplumu dönüştüren gücünü fark edebilecek kadar akıllıydılar. Bu nedenle de Hazreti Peygamber’in kendi halinde Rabbine yönelişini kendi düzenlerini sarsmaya yönelik bir “şov” olarak görmüşlerdi.
Yıllar önce (70'ler) ben Kur'ân Kursu'nda okuyan küçük bir kız çocuğuyken hocalarımızdan biri bize, bir seyahat esnasında, diyelim bir tren garında namaz kılmanız gerektiğinde “burada namaz kılacak bir yer var mı” demeyeceksiniz; “burada namaz kılacak yer nerde” diyeceksiniz, demişti. O derecede bir özgüvene hiç ulaşamadım. Fakat şimdilerde bu vasfı haiz gençler, bağırıp çağırmadan, sessiz sedasız, namazları için hak taleplerini güçlendiriyorlar.
Bunlardan biri, ismi lazım olmayan ultra modern bir muhitte, arkadaşlarıyla bir kafede otururken ikindi namazının geçeceğini görünce garsona nerede namaz kılabileceğini sormuş. “Burada namaz kılacak yerimiz yok” cevabını alınca “peki, siz nerede kılıyorsunuz o zaman” diye sormuş. Benim favori örneğim budur. Çünkü bu örnekte sadece kendi namaz kılma hakkını arama değil, namazın normal şartlarda her Müslüman tarafından eda edilecek bir sorumluluk olduğunun çok doğal bir yolla dillendirilişi vardır.
Kış aylarında müze ziyaretleri yapar mısınız? Uzun uzun izlemek istersiniz eserleri, ama günler kısadır, namaz vaktinin de biri girer biri çıkar. Paranızı verip girdiğiniz o müzede bebek altı değiştirmek için bile müstakil bir oda varken namaz kılabileceğiniz tek kişilik bir alan ayrılmamıştır. İşte böyle bir ziyarette başı kapalı üç kişi namaz için kem küm ederek bir yer talep edip, müze görevlisinin de kaşlarının birinin inip birinin kalktığını gördükten sonra “eh o zaman çıkıp camiye gidelim” diye karar verecekleri sırada başı açık arkadaşlarının dimdik durarak, güçlü bir sesle hak arayışı sayesinde bir köşede namazlarını kılması da kendi adıma utanarak, İslam adına gurur duyarak hatırladığım bir andır.
(Bunun için ciddi paralar ödeyerek) yemek yediğiniz bir restoranda (üstelik Ramazan'da) namaz kılacak bir yer hazırlanmamışsa “bana bir yer hazırlamanız için yarım saatiniz var” diyebilir misiniz mesela? Benim güzel arkadaşlarım demiş. Cem ediveririm, olmazsa kaza ederim dememiş.
Namaz herkesin ibadeti, sadece başı kapalıların, çember sakallıların değil. Ve her yerin ibadeti, sadece evlerin, camilerin değil.