“Oruç bir kutlamadır” demiştik. Sevincimizi meleklere benzeyerek kutlama. Bir ay süren Ramazan orucu ile kutladığımız ise yeryüzüne Kur'ân'ın indirilişidir. Gökten yere uzatılmış kurtarıcı bir iptir Kur'ân. Hayat ne kadar dalgalı olursa olsun kendine yapışanları hep emniyette ve hep Rabbe yakın tutar.
Ne zaman Rabbimiz'e danışmak istesek açar bakarız ona ve mutlaka bir cevap buluruz. William Chittick'in deyişiyle günlük hayatımız için en etkili okuma biçimi her gün rast gelen bir yerden bir pasaj okumaktır. Göreceksiniz o günkü meselelerinize mutlaka bir cevap vardır.
Rabbimizle bu mükâlemenin (söyleşmenin) gerçekleşmesi için okunan Kur'ân'ı anlamak gerektiğini; asıl metinden anlamak yerine meal ve tercümelerle yetinmenin Elmalılı'nın deyişiyle bir gülü eline alıp koklayıp okşamak yerine gülün resmine bakmak gibi olduğunu söylemeye gerek var mı?
Bir Müslümanın Kur'ân'a ilgisini beş aşamada ifade etmiş eskiler: Kıraatü'l-Kur'ân, hıfzu'-Kur'ân, fehmu'l-Kur'ân, amelü'l-Kur'ân ve şefaatü'l-Kur'ân. Yani okursun, ezberlersin, anlarsın, amel edersin ve bütün bunların neticesi olarak Kur'ân'ın şefaatine nail olursun.