Sakal-ı Şeriflerin Gerçek Anlamı

26 Nisan 2011

Biz burada, “Şerif” olarak nitelenen, O’nun saç/sakal kıllarının kıl olmanın ötesinde anlamı olup olmayacağını irdeleyeceğiz.

A) Sevgili Peygamberimiz’in Veda haclarında hac görevi olarak saçlarını kestirdiğini, kesilen saçlarının bir kısmını çevresinde bekleşen sahabilere hatıra olarak dağıttığı ve kalan diğer kısmını da Ebû Talha El-Ensari’ye verdiğini biliyoruz. Eğer gerçekliği varsa günümüz İslam dünyası camilerinde ziyaret edilen kılların dağıtılan bu saçlar olduğu inancındayız.

Kesilen saçlarını bekleşenlere dağıtması, O’nun zirveleşen tevazuu ile örtüştürülemeyeceği gibi, eşyanın takdis edilmesini onaylamayan İslami kurallarla da bağdaştırılamaz. Acaba dağıtımın makul bir sebebi olabilir miydi?

B) Hz. Peygamber’in insan-peygamber olarak yaşadığı, güvenilir tarihi delillerle belgelidir. Salât ve selam üzerine olsun, Peygamberliği kıyamet gününe kadar geçerli olduğuna göre O’nun hayatının, günümüzde de orijinalitesini koruyan Kur’ân yanı sıra maddi bir argümanla da kanıtlanması gerekmez miydi?

Kabul edilebilir iddialar olmasa da Hz. Musa ve Hz. İsa’nın bile tarihte yaşamış kişiler olmadıkları ileri sürülüyor. Bu iddianın Hz. Muhammed (sav) için de ileri sürülmesini engelleyecek maddi delillerin varlığı onu yüceltici olmaz mı?

C) Bilim ve teknolojinin geliştiği devrimizde saç/sakal kılları kişinin varlığı yanı sıra DNA’sını da belgelemektedir. Nasıl öldüğü veya öldürebildiğini açıklayabilmektedir.

Eğer İslam dünyasının değişik bölgelerinde asırlardan beri Hz. Peygamber’e aidiyeti kabul edilerek ziyaret edilen sakal-ı şerifler, onun dağıttığı bilinen kıllardan ise, birbirlerine uzak coğrafi mekânlardan alınacak örneklerin birbirlerinin aynılığı, bir diğer anlatımla aynı kişiye aidiyetinin tespit olunması, Hz. Peygamber’in yaşamış bir kişilik olduğu, başta zamanımız olmak üzere kıyamet gününe kadar her devirde kanıtlanmış, yalnızca ona ait bir mucize açığa çıkarılmış olur.

Bizim imanlı, ilgili ve yetkili kişilere çağrımız, değinilen bilimsel atılıma öncülük ederek bu mucizeye yol açmaları, sürdürülen sakal-ı şerif kutlamalarını layık olduğu zemine oturtmalarıdır.