Dr. Muhammet Sağlam’ın 2022 yılında Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyoloji Ana Bilim Dalı’nda tamamladığı “Sinemada Peygamber Tasavvuru ve Temsili” başlıklı doktora tezi, “Dünya Sinemasında Peygamber: Tasavvur, Temsil, Meşruiyet” ismiyle Çizgi Kitabevi tarafından kitaplaştırılarak yayınlandı.
Muhammet Sağlam, bu çalışmasında teoloji ve sanat tarihinin en temel problemlerinden biri olan “kutsalın tasviri” meselesini, 19. yüzyıl sonlarında geleneksel anlatı biçimlerinin yerini alan sinema üzerinden inceliyor. Yazarın temel amacı, semavi dinler olarak tasnif edilen Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam’ın peygamberlerinin kutsal bir imge olarak sinemada nasıl tasavvur ve temsil edildiğini ve bu aktarımda söz konusu dinler açısından hangi farklıların öne çıktığını anlamaya çalışmak.
Yazar, öncelikle meselenin kavramsal ve kuramsal çerçevesini geniş bir perspektiften okura sunuyor. Ardından teolojinin ve sinemanın unsurlarını ve kavramlarını merkeze alarak sinema ve kutsallık üzerine detaylı bir araştırma ortaya koyuyor. Son olarak, kitap boyunca yürüttüğü teorik tartışmayı üç semavi dinin peygamberinin sinemadaki temsili üç filmi içerik analizi yöntemini kullanarak tahlil ediyor ve ortaya çıkan bulguları okurla paylaşıyor. Yazarın bu bağlamda incelediği üç film şunlar: Hz. Musa temsili, “The Ten Commandments” (1956); Hz. İsa temsili, “The Passion of The Christ” (2004); Hz. Muhammed (sav) temsili: “The Message” (1976).
Sinemada peygamber tasavvurlarının kutsal metinlerle uyumunu, temel kurgu bağlamında birbirleriyle benzerliklerini ve farklıklarını ortaya koyma amacı taşıyan çalışma, yayıncısı tarafından şu ifadelerle tanıtıldı:
“Kutsalın tasviri ve temsili meselesi, teoloji ve sanat tarihinin en temel problemlerinden birisi olagelmiştir. Geleneksel anlatı biçimlerinin yüzyıllardır sürdürdüğü taşıyıcılık görevini 19. yüzyıl sonu itibariyle üstlenen ve etkisi bağlamında diğer anlatı biçimlerini geride bırakan sinema, söz konusu tartışmanın yürütüldüğü en önemli mecra haline gelmiştir. Özellikle, Peygamber Filmleri olarak sınıflandırılabilecek filmlerin çekilmeye başlanmasıyla birlikte, nelerin kutsallık şemsiyesi altında değerlendirileceği, kutsalın hangi tezahürlerinin, nasıl tasvir ve temsil edilebileceği soruları tekrar sorulmaya başlanmıştır. Bu kapsamda, çalışmanın temel çabası, semavi dinler olarak tasnif edilen, Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam’ın peygamberlerinin kutsal bir imge olarak sinemada nasıl tasavvur ve temsil edildiğini ve bu aktarımda söz konusu dinler açısından hangi farklılıkların öne çıktığını anlamaya çalışmaktır.”