Sınırları Aşmak, İmajlar Yaratmak

29 Ocak 2010

Yaşlı kıta Avrupa, doğduğu yerde, Rönesans’ın beşiği Floransa’da sürdürmektedir bu arayışı. Avrupa’nın en itibarlı araştırma enstitülerinden birisi olan Max Planck Enstitüsü’nün desteği ile Floransa Sanat Tarihi Enstitüsü’nde (Kunsthistorisches Institut) “Muhammed Peygamber” konuşulmaktadır. Dünyanın farklı ülkelerinden gelen otuz bilim insanı “Avrupa bakışı ve İslam geleneği içinde çeşitli şekillerde tasavvur ve resmedilen Muhammed imajları” üzerine tebliğler sunmaktadır.

Bir kürsü ve bir projeksiyon perdesi yeter sınırları aşıp imajlar yaratmaya. Söylenenler, perdeye yansıyan imajları kimi zaman desteklerken, kimi zaman çarpıtır, kimi zaman da spekülasyon malzemesi yapar. Fakat başlıklar ilginçtir:

“Adolph Weinman’ın Birleşik Devletler Yüksek Mahkemesi için Yaptığı Heykel Frizindeki (1931-1935) Kanun Yapıcılar Arasındaki Masonik Birlik ve Muhammed”, “Reform Çağında ‘Sahte Peygamber’”, “Muhammed’in Avrupalı Bir Yazar Tarafından Yapılan Tasviri ve Ortaçağ Döneminde Latince Kur’an Okuma Gelenekleri”, “Günümüzdeki Popüler İran Betimlemelerinde Peygamberin Tasviri”, “Bir Türk Ağıtı? Süleyman Çelebi’nin Mevlid’i ve Müslüman-Ortodoks Hıristiyan Sınırlarını Çizmek”, “İncil’i Camdan Okumak: Sainte-Chapelle’deki Muhammed İmgesi”, “Renkli Kelimelerle Aldatmak: Reform Dönemi İngiltere’sinde Muhammed”, “Şiilik ile Aşılanmış: Peygamberin Kaçar Dönemi Sanatında Temsilleri”, “Modern Çağ Öncesi Yahudi Literatürlerinde Muhammed’in Anlamları”, “Peygamberin Gülü: İslami Sanatta Muhammed’in Dokulararası İmgeleri”, “Savaşçı Peygamber Olarak Muhammed: Rashid al-Din'in Dünya Tarihi’nden İmajlar”, “Yazmaya Karşı Göstermek: Muhammed Peygamberin 16. Yüzyılın Son Dönemlerinde Yazılmış Olan Biyografisindeki Dini Polemikler ve Görsel Gerçekçilik”, “Müslüman Putperestler ve Muhammed’in Tapınması: Romanesk Heykellerde İslam Karşıtı İkonografi”, “Dolunay Aramızda Yükseldi: Klasik İslami İlimde Muhammed'in Müteaddit Mirasının Saptanması”, “Muhammed, Maximilian ve Mandeville: Müslüman Bir Ezeli Düşman Oluşturmak”, “Sahtekâr mı Yoksa Kanun Yapıcı mı? 17. ve 18. Yüzyıllarda Avrupalıların Gözünden Muhammed”, “Muhammed’in En Eski Latince Kaynaklarda Bulunan Hayat Hikâyelerindeki Karşı Tarih”

Bu başlıkların her biri Floransa’da yapılan sıradan bir konferansın konu başlıkları olmaktan öte anlamlar taşımaktadır. Sanat tarihçisinden, antropoloğuna, müze küratöründen tarihçisine Toronto, Londra, Sussex, Pennsylvania, Edinburg, İndiana, Glasgow gibi dünyanın önde gelen üniversitelerinden birçok akademisyenin buluştuğu ve dünyada O’nunla (sav) ilgili algıların sergilendiği entelektüel bir arena olmuştur Floransa. Tebliğler batılı zihinlerin İslam Peygamberini ve O’nun (sav) mesajını hangi kodlarla okuduğunu gösterir.

İslam Peygamberini görmeyi ahirete erteleyen bir mümin için perdeye gölgesi düşen imajlar can sıkıcı, hatta çoğu zaman sevimsizdir. Zira resmin sığ çizgileri Müslümanların geniş muhayyilesinde yaşayan Peygamberi sıradanlaştırmaktadır.

Konferans boyunca “bilimsel” ve “akademik” ibre zaman zaman şaşsa bile, Batı’nın o kendine has bakış açısı hiç şaşmaz. Üstelik “Avrupa bakışı” yanında, İslam geleneğini de kapsadığı belirtilen konferansta, İslam geleneği Peygamber’in görselliği konusunda daha çok malzeme sunan Şii algı tarafından temsil edilir. O’nu (sav) tanımayı sadece “görme”ye indirgemeyen ehlisünnet algısı yalnızca bir tebliğle sınırlı kalır; Titus Burckhardt’ın “Batı kendi perspektifini eleştiriye tabi tutmadan İslam sanatının derinliğini anlayamaz” tespitini resmedercesine.

İslam Peygamberini görmeyi ahirete erteleyen bir mümin için perdeye gölgesi düşen imajlar can sıkıcı, hatta çoğu zaman sevimsizdir. Zira resmin sığ çizgileri Müslümanların geniş muhayyilesinde yaşayan Peygamberi sıradanlaştırmaktadır. Michelangelo’nun şehrinde, görsel imajlar üzerinde yükselen bir medeniyetin, “Muhammed Peygamber”i yine görsel karelerde tanımaya çalışması bir yere kadar normal sayılabilir. Üstelik Avrupa kütüphaneleri akademisyenlere “Muhammed Peygamber”i anlatan sayısız görsel kaynak sunmaktadır. Fakat görsel malzeme bakımından zengin bu ortam gün gelir, İslam Peygamberini saygısız bir karikatürün konusu yapar. İnananlarının kutsalı, saygı sınırında işgale uğrar. Karikatürler gazete ve dergilerde basılıp dünyayı dolaşırken, “dünyayı sallayan karikatürler” üniversitelerin basım evlerinde tartışmalara yol açar.

Batı, hem kütüphanelerindeki tarihi malzeme, hem de ürettiği sıcak ve taze imajlarla “Muhammed Peygamber”i konuşmaya ve kendine has yaklaşımıyla O’nu (sav) gündemde tutmaya devam ediyor. Sınırları geçip, hudutların ötesinde imajlardan dünyalar inşa ediyor. Peki, Müslümanlar yüzyıllardır O’nu (sav) ve mesajını anlamak için ürettiği zengin birikimi yaymak için ne yapıyor? Kendi zihin dünyalarının koordinatlarını nasıl genişletiyor?


Dipnotlar:

1) “Crossing boundaries, creating images: In the search of the prophet Muhammad in Literary and visual traditions” başlıklı konferans, 16-18 Ağustos 2009 tarihlerinde Floransa`da yapılmıştır.