Besmele, insanın Rabbi ile ilişkisini günlük hayatın her anına yayar. Besmeleyi her söyleyişimizde ism-i zat olan “Allah” kelimesine ve O’nun sayısız evsafı içinden rahmet ifade eden iki ismine yapışmış oluruz. Her besmele, başladığımız işi Allah’ın rahmetiyle tecellisi olmadan başaramayacağımızı zımnen ifade eden bir duadır. Tevazudan doğan bir sığınma talebidir.
Efendimiz besmeleyle başlanmayan her işin sonunun kesik olduğunu bildirirken -Allah bilir ya- bu tevazu eksikliğinin ve sadece kendine güvenmenin, işlerimizin Allah ismiyle bağını kuramayışından bahsediyordu. Allah ile bağını kuramayan işler dağınıktır ve niyet, azim ve hedef noktasındaki tevhidden mahrum olan böyle bir dağınıklık da amellerimizi kıyamette neticeye ulaştırmaz.
Her besmele çekişimizde zikrettiğimiz Rahman ve Rahim sıfatları, ilk varoluşumuzdan son karar yerine varışımıza kadar tecelli eden ve edecek olan bütün rahmet çeşitlerini içine alır. Bir şeyin vücuda geldiği ilk anda, yokluktan varlığa çıkabilmesi için peşin peşin nail olduğu rahmet “Rahman” ismiyle ifade edilir. Rahmetin o boyutu olmadan hiçbir varlık yok iken var olamaz. Var olmak da her hayrın başıdır. “Rahim” ise varoluşumuzdan sonra bize verilen iradenin hayra ve iyiliğe kullanılması neticesinde elde edilecek ikinci rahmeti ifade eder. Eğer “Rahman” ile “Rahim” arasında bir fark olmasaydı gayretlerimizin, çabalarımızın hiçbir anlamı olmaz, çalışanla çalışmayan arasında fark kalmaz, öyle olunca da şu dünyanın hiçbir ciheti mamur olmazdı.
Elmalılı’nın ifadesiyle “Rahman ismi, istesek de istemesek de bize Allah'ın yaratılışa ait hazinelerinden verildiğini ifade ederken, Rahim ismi kemal-i rahmete ermek için Allah'a kurbiyet peyda etmek ve rıdvan-ı ekbere nail olmak üzere yaratılan insanoğlunun gayretinin şart olduğunu beyan eder. Bunun için de nefislerimizdeki teaddüd ve kesretin, gayelerimizdeki nefsaniyetin, iradelerimizde bizi şirke götürecek hususların düzeltilmesi; Allah'ın huzurunda hesap vereceğimizin hatırlanması gerekir. Bu cihetle Rahim sıfatında büyük müjdeler içinde böyle bir inzar manası dahi saklıdır.”
Rahim ismi bize hayatımızda irademizin rolünü gösterirken, istikbalin bütün mukadderatının bizim irademize bırakıldığı fikrine de götürmemelidir. Böyle bir zan insanın kendi istikbalini yaratma gücünü kendi iradesinde vehmetmesi demektir ki bu durum kişiyi şirke sürükler. Elmalılı’ya göre beşeri felaketlerin ve bütün haksızlıkların temelinde bu yanlış düşünce vardır. Bu tespite ilave olarak bütün tatminsizliklerimizin, mutsuzluklarımızın, kırgınlıklarımızın temelinde de bu düşüncenin olduğunu belirtmek gerekir. Kendini her şeye muktedir sanan, hayatının kontrolünü kendi elinde tuttuğuna inanan insanın hayatta yenik düştüğü zamanların acısı kimbilir ne katlanılmazdır. Bu acı, rahmete sığınma alçakgönüllüğünü gösteremeyen, Allah’ın “Evvel” ve “Âhir” olduğunu düşünemeyen insanın çaresiz yürek acısıdır.