Bana Kendini Anlat/ma

Yaptığın iyi ve güzel şeyleri anlatmanın, göstermenin, dolaylı yoldan da olsa bildirmenin ayıp olduğu bir çağdan, akıl almaz hızda bir değişimle yaptıklarını anlatmıyor, göstermiyor, bildirmiyorsan yok sayıldığın, hatta bunun için ayıplandığın bir çağa geçiverdik. Orta yaş ve üzerinde olanların genetik ve sosyal kodlarına aykırı bu durum. O yüzden beceremez. Çağın gereği, "anlatmazsan yoksun" diye zorla ikna edilip anlatmaya kalksa bu sefer eline yüzüne bulaştırır. Bırakın kendisinin kendi yaptıklarını sağda solda anlatmasını, başkaları onun yanında onun başardıklarını anlattığında utanması gerektiğini öğrenmiş bir neslin ait olmadığı bir çağda var olma beceriksizliğidir bu.

Bunun tersine bilgisini, kültürünü, kanaatlerini ve dünya görüşünü aslında neyin ne olduğu üzerine derinlemesine öğrenme üzerine değil de kimin nasıl göründüğü üzerine yatay bir düzlemde edinip oluşturan kuşaklar için yukarıda anlatılan durum bir erdem değil, bir kusurdur.

Yapıp ettiklerinizin kaydını tutmanız, bunları fotoğraflayıp belgelemeniz, sosyal platformlarda kendi işlerinizi kendiniz sergileyerek varlık göstermeniz takdir edilen bir çalışkanlık örneği; amellerini pazarlama becerisinden yoksunluk ve mahviyatkarlık artık değerinden bizim bile kuşkuya düştüğümüz bir eski zaman ahlakı.

Belki de insanın iyilikleri sergilenmeden de görebilmesi, hatta sergilemedeki çirkinliği anlayabilmesi için bir irfan düzeyine gelmesi gerekmektedir. Yaşla, eğitimle, zekayla ilgisi olmayan, kalbiyle görenlerin ulaşabileceği bir irfan.

Aziz Kitabımızda başlangıcımızı, sonumuzu, bütün varlık döngüsünü bize etkileyici bir dille anlatan İnsan Suresi'nden bırakın yaptıklarınızı sayıp dökmeyi, iyilik yaptığınız kişiden teşekkür bile beklememeyi öğrendik biz. (İnsan 76/7-11) İyiliklerini sayıp dökmenin kınandığı (Bakara 2/262), iyilik yaptığında o iyilik sebebiyle bir beklentiye girmenin yasaklandığı (Müddessir 74/6), başkalarına göstermek için iyilik yapmanın inançsızların bir vasfı olarak anlatıldığı (Bakara 2/264) bir kitaba gönülden inanan ve samimiyetsiz övgüleri en sert şekilde reddeden, kişiliğinin getirdiği mesajın önüne çıkmasına asla izin vermeyen bir Peygamber’in tedrisinden geçen bir Müslümanın ahlakı nasıl izin versin bu imaj devrinin PR ürünü insanlarından birine dönüşmeye?