Bir hadisin sahih kabul edilmesi için ilgili hadisin taşıması gereken bazı özel şartlar vardır. Birinci sırada, söz konusu hadisin sonraki nesillere aktarılmasını sağlayan râvilerin güvenilir olması şartı yer almaktadır. Hz. Peygamber’in hadislerini nakleden râvilerde dürüst ve yetkin olma şartının aranması hem dini hem de ilmi bir gerekliliktir. Kur’ân-ı Kerîm’de “(Fâsığın) biri size bir haber getirdiğinde doğruluğunu araştırın!”[1] buyrularak haberin doğruluğunu tespitte onu ileten kişinin önemine dikkat çekilmektedir. Zira haberi nakleden kişinin güvenilir ve dürüst olması, o haberin doğruluğunun birinci derecede teminatıdır. Hadis âlimleri de Hz. Peygamber ile ilgili bilgi aktaran kimsenin öncelikle güvenilir olmasını şart koşmuşlardır. Peki bir râvinin güvenilir olduğu nasıl tespit edilmiştir?
Bir râvinin güvenilir olduğunu tespit etmek için kendisinde bazı temel özellikler aranmıştır. Bunlar: râvinin kimliği, manevi-ahlaki özellikleri ve ilmi yetkinliği. Hadis ilminde bu özelliklerin ilk ikisi (râvinin kimliği, manevi-ahlaki özellikleri) için adalet; sonuncusu (ilmi yetkinliği) için de râvinin aldığı hadisi herhangi bir değişikliğe uğratmadan muhafaza edip nakletmesini ifade eden zabt terimi kullanılır. Bu iki temel özelliğe sahip olan râvi güvenilir kabul edilir ve rivayeti dikkate alınır. Biri râvinin insani, diğeri ilm yönünü ifade eden bu iki terim; hadis araştırmalarının vazgeçilmez unsuru olan râvilerin güvenilirliğini tespitte önem arz etmektedir.
Adalet vasfını taşıyan râviye adil; zabt özelliğine sahip olan râviye zabıt denir. Bu noktada râvinin adil kabul edilmesi için hangi vasıfları taşıması gerektiği sorusu akla gelebilir? Bir râvinin adil olarak nitelendirilebilmesi için taşıması gereken şartlar şunlardır: akıl, bulûğ, İslam, takva ve mürüvvet (mürûet). Şimdi bu vasıfları kısaca açıklayarak konunun daha iyi anlaşılmasını sağlayalım.
Râvinin akıllı olması, yani söylenenleri doğru anlayıp yine doğru bir şekilde cevap verebilecek yetkinlikte olması beklenir. Bu yüzden akli melekeleri yerinde olmayan kişilerin rivayeti kabul edilmez. Bulûğ, sorumluluk yaşını belirttiğinden dolayı râvinin adaletinde aranan bir vasıf kabul edilmiştir. İslam’ın iki ana kaynağından biri olan hadisi nakleden râvinin Müslüman olması önemli bir şart olup, gayrimüslimin naklettiği hadis kabul edilmemektedir. Râvinin takva sahibi olması şartı ise “büyük günahlardan uzak durup küçük günahlarda ısrarcı olmamayı” ifade eder. Bu nitelik, özellikle günlük hayatlarında ve hadis rivayetinde yalan söyleyenleri; dini emir ve yasaklara aykırı davranmayı alışkanlık haline getiren fâsıkları adalet vasfının dışında tutmaktadır. Bu bağlamda bir kere olsun hadis rivâyetinde yalan söylediği tespit edilen kişilerin naklettiği hadislerin bir daha asla kabul edilmediği de belirtilmelidir. Râvinin adil vasfını kazanmasını sağlayan son özellik de mürüvvettir. Bu prensibe göre, râvinin toplum nezdinde hoş karşılanmayan davranışlardan kaçınan saygın biri olması beklenir. İşte bu beş özelliği taşıyan kadın veya erkek; hür veya köle her râvinin ahlaki yetkinliğe sahip ve doğru sözlü olduğu kabul edilerek kendisine “adil” denilir.
Hadis ilmi açısından râviyi güvenilir kılan diğer temel özellik ise onun ilmi yetkinliğini ifade eden zabt vasfıdır. Râvinin duyduğu hadisi doğru bir şekilde anlayıp herhangi bir değişikliğe uğratmadan sonraki nesillere aktarmasını sağlayan ilmi özellikler, zabt kapsamında değerlendirilir. Buna göre râvi, ilgili hadisi ezberlemişse onu hafızasında, kitabından naklediyorsa da kitabını iyi bir şekilde muhafaza etmelidir. Zabtın bir diğer önemli unsuru râvinin naklettiği hadisin manasını ve lafızlarını iyi bilmesi, bunları herhangi bir anlam değişikliğine ve kaymasına uğratmadan aktarmasıdır Esasında zabtın bütün bu unsurları, râvinin dikkatli ve uyanık olmasını gerektiren zihni özelliklerdir. Bu yüzden hadis râvisinin dalgın olmaması, çevreden yöneltilen telkinlere kapalı olması gerekir.
Yukarıda temel unsurlarıyla birlikte verilen adalet ve zabt, hadis râvisinde beraberce aranmış, bunlardan sadece birine sahip olmak yeterli görülmemiştir. Aksine her iki özellik, yani hem adalet hem zabt birbirini tamamlayan ve hadis râvisini güvenilir kılan temel ilkeler olarak râvi araştırmalarının vazgeçilmez kriterleri haline gelmiştir. Böylece dini ve ahlaki vasıfların yanı sıra ilmi yetkinliğe sahip râviler güvenilir kabul edilmişlerdir. Hadis terminolojisinde kendisinde adalet ve zabt vasıflarını beraberce bulunduran râviye sika yani güvenilir denilmiş ve bu özellikteki râvileri inceleyen pek çok kitap telif edilmiştir. Öte yandan adalet ve zabt vasıflarını tam olarak taşımayan râvileri ihtiva eden eserler de kaleme alınmış, böylece rivayete ehil olan ve olmayan râvileri tanıtan hayli geniş bir literatür teşekkül etmiştir.
Dipnotlar:
1- Hucurât Suresi 6. Ayet: “Ey iman edenler! Bilmeden birilerine zarar verip de sonra yaptığınıza pişman olmamanız için, yoldan çıkmışın biri size bir haber getirdiğinde doğruluğunu araştırın.”
Not: Bu yazı, özellikle hadis, sünnet ve bu alanlarla doğrudan ilişkili diğer meselelerde Müslümanların istifade etmesi amacıyla Meridyen Derneği'nin ev sahipliğinde hayata geçirilen geniş perspektifli bir çalışmanın parçasıdır. Konu edinilen meseleler, alanlarında uzman isimlerin bir araya geldiği bir istişare grubunda tüm yönleriyle ele alındıktan sonra, her başlık müstakil olarak ilgili yazar tarafından telif edilmiştir. Çalışmaya şu isimler katkı sunmaktadır: Prof. Dr. Ahmet Yücel, Prof. Dr. Ayşe Esra Şahyar, Doç. Dr. Fatma Kızıl, Doç. Dr. Rahile Kızılkaya Yılmaz, Doç. Dr. Dilek Tekin ve Dr. Betül Yılmazörnek.