“Diğer farklı dinler arasında değerlendirildiğinde, Hristiyanlık’ın inançlara ve dogmalara etkili bir vurgu yaptığı görülüyor. İslam hakkında açıkça bir yorum yapmayacağım, ancak diğer dinî geleneklere bakıldığında, inançlar üzerine yapılan vurgu miktarının o kadar kuvvetli olmadığını düşünüyorum. Ve tarihsel olarak da değerlendirildiğinde, Hristiyanlık çoğu zaman gerçekten bilim, araştırma vb. alanına giren şeyler hakkında inanç adına iddialarda bulunmuştur. Özellikle Hristiyanlık’ın en tutucu yorumlarında bu yapılmıştır. Bu yüzden benim zihnimde, “yeni ateistler” olarak adlandırılanların fikirleri aslında yeni değildir, zaten var olan argümanları tekrarlamaktadırlar.
Bence olgun bilim adamları ile kâmil mü’minler, Hristiyanlar, Müslümanlar ve diğerleri oldukça iyi geçinmektedirler. Sözgelimi Einstein benim en beğendiğim şahsiyetlerdendir, kendini dindar gören ve bunu açıkça herkese söyleyebilen yirminci yüzyılın en büyük bilim adamlarından biridir.”
ATEİZM DİĞER DİNLERİN TAKLİDİNDEN BAŞKA BİRŞEY DEĞİL
“Yeni ateistlerin fazla ikna edici olduklarını düşünmüyorum. Ateizmin olumlu işlevi, din iddialı olduğunda, kendi alanının ve misyonunun, toplumdaki belirli işlevinin ötesine geçtiğinde, çok güçlendiği için eleştiriye, düşünce dolu ve aydın eleştirilere ihtiyaç duyduğumuzda, dini eleştirmektir. Ve benim mevcut ateizm hakkında eleştirim, onun aydın bir düşünceye sahip olmadığı ve neredeyse Hristiyanlık, veya “Yasal olsa da olmasa da ifade özgürlüğü vb. konular önemlidir. Ancak en önemlisi, diğer inançlara sahip insanların hassasiyetlerine, saygı gösterdiklerine, -konumuz özelinde de- Hz. Muhammed’e ve İslam’a saygı göstermektir.
Bildiğiniz gibi Yale Üniversitesi Yayınevi karikatür anlaşmazlığı konusunda bir kitap bastı. Karikatürlerin basıldığı gazetenin olayı nasıl başlattığını ve dünyadaki gelişmeleri anlatan bir kitaptı bu. O karikatürleri kitapta basıp basmama konusunda karar vermeleri gerekiyordu. Karikatürler oldukça hakaret içerdiği için basmamaya karar verdiler. “Basabilirdik. Bu ifade özgürlüğüdür ancak hem ahlakî hem de dinî bağlamda yanlış olurdu çünkü karikatürler hakaret içeriyordu” dediler.
Ancak diğer insanların dinî hassasiyetlerine saygı duymak için, bu hassasiyetlerin ne olduğunu ve bunların o insanlar için neden önemli olduğunu bilmeniz gerekir. Harvard’da, lise seviyesindeki gençlere dünya dinlerini öğretmek için devlet okulu öğretmenleri yetiştiren bir programımız var. Dinî öğreti vb. değil; sadece öğrencilerin, yaşadığımız dünyada, şehirde ve belki de en önemlisi çevremizde farklı dinlere sahip olanların inanışlarına aşina olmasını sağlamak amaçlanıyor. Gençler bu konuları iyi yetişmiş eğitimcilerden öğrenmezlerse, diğer dinler hakkında yanıltıcı sözler, iğrenç ve kötü hikâyelere aldanabilirler. Bildiğiniz gibi bu tür hikâyeler zaten ortada geziyor. Bu yüzden Amerika’da devlet okullarında lise seviyesinde verilen din eğitiminin miktarının artırılmasını destekliyoruz.”
Hristiyanlık çoğu zaman, gerçekten bilim, araştırma vb. alanına giren şeyler hakkında, inanç adına iddialarda bulunmuştur. Bu yüzden benim zihnimde, “yeni ateistler” olarak adlandırılanların fikirleri aslında yeni değildir, zaten var olan argümanları tekrarlamaktadırlar.
“Diğer farklı dinler arasında değerlendirildiğinde, Hristiyanlık’ın inançlara ve dogmalara etkili bir vurgu yaptığı görülüyor. İslam hakkında açıkça bir yorum yapmayacağım, ancak diğer dinî geleneklere bakıldığında, inançlar üzerine yapılan vurgu miktarının o kadar kuvvetli olmadığını düşünüyorum. Ve tarihsel olarak da değerlendirildiğinde, Hristiyanlık çoğu zaman gerçekten bilim, araştırma vb. alanına giren şeyler hakkında inanç adına iddialarda bulunmuştur. Özellikle Hristiyanlık’ın en tutucu yorumlarında bu yapılmıştır. Bu yüzden benim zihnimde, “yeni ateistler” olarak adlandırılanların fikirleri aslında yeni değildir, zaten var olan argümanları tekrarlamaktadırlar.
Bence olgun bilim adamları ile kâmil mü’minler, Hristiyanlar, Müslümanlar ve diğerleri oldukça iyi geçinmektedirler. Sözgelimi Einstein benim en beğendiğim şahsiyetlerdendir, kendini dindar gören ve bunu açıkça herkese söyleyebilen yirminci yüzyılın en büyük bilim adamlarından biridir.”
ATEİZM DİĞER DİNLERİN TAKLİDİNDEN BAŞKA BİRŞEY DEĞİL
“Yeni ateistlerin fazla ikna edici olduklarını düşünmüyorum. Ateizmin olumlu işlevi, din iddialı olduğunda, kendi alanının ve misyonunun, toplumdaki belirli işlevinin ötesine geçtiğinde, çok güçlendiği için eleştiriye, düşünce dolu ve aydın eleştirilere ihtiyaç duyduğumuzda, dini eleştirmektir. Ve benim mevcut ateizm hakkında eleştirim, onun aydın bir düşünceye sahip olmadığı ve neredeyse Hristiyanlık, veya İslam ya da başka bir dinin taklidi olduğudur. O kadar bilgi dolu bir akım olmadığı için de faydalı değil.”
Yeni ateizm Hristiyanlık’ın daha düşünce dolu ve daha kendini eleştiren unsurlarına yönelmemiştir, Hristiyanlık’ın yozlaştırıcı yorumuna ve bence, Budizm ve İslam’daki diğer unsurlara yönelmiştir.
“Diğerlerinden daha iyi bildiğim için özellikle Hristiyanlık’tan bahsederek açıklayayım. Hristiyanlık diğer dinlerle diyaloga ve iletişime daha açık oldukça, bilimsel dünyanın görüşü ve din dünyasının görüşü ile anlaşmaya vardıkça, Hristiyanlık içinde bu gelişmelere, bu değişimlere karşı çıkan insanlar olur. Bunları Hristiyan geleneğindeki aşırı tutucular olarak değerlendiririz. İletişime karşı dururlar. “Neden bir Hristiyan Müslümanlarla konuşmak durumunda olsun ki” derler. İşte bu insanlar, yeni ateizmin ortaya çıkmasına sebep olanlardır.
Yeni ateizm Hristiyanlık’ın daha düşünce dolu ve daha eleştirel unsurlarına yönelmemiştir, Hristiyanlık’ın yozlaştırıcı yorumuna ve bence, Budizm ve İslam’daki diğer unsurlara yönelmiştir. Ancak bana göre en umut verici eğilim, ders vermeye başladığım kırk-elli yıldır üniversitemde (Harvard Üniversitesi) genç öğrenciler ve diğerleri arasında, din ve maneviyat konusundaki ilginin artmasıdır. Azalma olmuyor, gitgide artıyor; din hakkında, farklı dinler hakkında dersler alıp bu dinleri karşılaştırmak istiyor gençler. Bu sadece entelektüel bir sorgulama değil, aynı zamanda kişisel de bir araştırmadır. Bu, anlamı, değerleri, hayatına önem katacak bir şeyleri bulma çabasıdır. Bu yüzden, genç nesile bakarak imanın geleceği hakkında konuşabileceğimizi düşünüyorum; bu neslin çoğu yeni ateistlerden etkilenmemiştir, sadece çok az bir kısmı etkilenmiştir.”
Harvey Cox Kimdir?
19 Mayıs 1929 doğumlu olan Harvey Gallagher Cox Jr., ABD’nin en önde gelen teologlarından biridir. 2009 yılı Ekim’inde emekli olana kadar, Harvard İlahiyat Fakültesi İlahiyat Bölümü’nde Hollis Araştırma Profesörü olarak görev yapmıştır. Cox’un araştırma ve öğretim alanları arasında, “özgürleşme teolojisi” ve “Hristiyanlık’ın Latin Amerika’daki rolü” de olmak üzere, dünya Hrisityanlığındaki teolojik gelişmeler yer almaktadır.
2009 yılı Eylül ayında emekli olduktan sonra Cox, Hristiyanlık’ın 2000’li yıllarında hâkim olan üç önemli akımı incelediği, The Future of Faith (İmanın Geleceği) adlı yeni kitabını yayımlamıştır.