22 Aralık 2014

“Siz iffetli olun ki kadınlarınız da iffetli olsunlar.” (Taberânî, el-Mu'cemu'l-Evsat, 1/299)


Arzuların esaretinden kurtuluşu ifade eden bir kavramdır iffet. Her türlü isteği, hevesi, kontrol altına almak suretiyle gerçekleştirilen dengeli davranma erdemidir. Yemekten, içmekten ve cinsel eğilimlerden elde edilen hazlara ölçü koymaktır.

Cinsel ahlaklılık anlamında iffet, dinen meşru olmayan her türlü cinsel hazdan uzak durmak demektir.

Toplumun ahlâkını ve nesli korumak için bütün uygarlıklarda evlilik kurumlaşmış, cinsel yaşam sınırlanmış ve denetim altına alınmıştır. Bununla, toplumun temel taşı, en küçük birimi olan aileyi koruma hedeflenmiştir. Aile bozulursa, toplumun bütün birimlerinde bozulmalar meydana gelir çünkü.

Ailenin kurulmasını engelleyen ve kurulmuş ailenin dağılmasına neden olan en büyük tehlikedir zina ve fuhuş. En büyük zararı da çocuklarda tezahür eder. Aile sıcaklığından, şefkat ve merhamet ortamından, sevgiden, anne ve baba örnekliğinden mahrum büyüyen geleceğin yetişkinleri, aileyi dolayısıyla toplumu ayakta tutan ahlâkî erdemlerden yoksun kalır.

Kur'ân-ı Kerîm'de cinsel ahlaklılık en genel anlamda 'fercin korunması' tabiriyle ifade edilir. Ferc, hem erkeğin hem de kadının edep yerini niteleyen bir sözcüktür. (Kur'ân Yolu, D.İ.B. Yayınları, c.IV, s. 68-70) Ve iffetli olma, kurtuluşa eren erkek ve kadın müminlerin en önemli karakter özelliklerindendir. (Mü'mimûn Suresi, 5) İffeti koruma, Kur’ân Kerîm'de, mümin erkeklere ve mümin kadınlara ayrı ayrı emredilir; böylece iffetli kalmanın cinslerden sadece birine özgü kılınmadığına dikkat çekilir. (Nur Suresi, 30-31) Gayrimeşru ilişki hem kadın hem de erkek için iffetsizliktir. Zinaya götüren bütün yollar her iki cinse de kapatılır.

İffetli kalmak, eli, dili, gözü, kulağı kısacası bütün bedeni haramlardan uzak tutmakla, zinanın haram olduğu bilgisini bütün bedene, bedenin bütün organlarına öğretmekle mümkündür. Göz görür, kulak dinler, dil konuşur, hayal tahayyül eder, zihin düşünür ve nihayet duygular isterse, bu arzunun önüne geçmek çok zor olacaktır.

Günümüzde, dini yaşama gayreti içindeki anneler, babalar, kardeşler dahi maalesef iffeti kadına özgü bir erdem kabul ediyor. Bazen hanımlara soruyorum; “Oğlunuz gayrı meşru, bir gecelik ilişki yaşasa nasıl karşılarsınız” diye. “Olabilir, erkektir” diyorlar. “Peki ya kızınız” diye soruyorum ardından. “Asla kabul edemeyiz” diye tepki veriyorlar. Oysa o bir gecelik ilişkilerde birlikte olunan kadın, birinin kızı, eşi, annesi, halası, teyzesidir. İffetli olma, erkeğe de emredilmiştir; hatta öncelikle erkeğe emredilmiştir. Ve zina, erkeğe de kadına da haram kılınmıştır.

“Siz iffetli olun ki kadınlarınız da iffetli olsunlar” buyuran Peygamberimiz, bu hadis-i şerifleriyle, toplumsal iffeti koruma hususunda erkeklere ne kadar çok görev düştüğünü belirtmektedir.

Kur'ân-ı Kerîm’de, kendisiyle birlikte olmayı teklif eden kadın karşısında Hz. Yusuf’un tavrı, mümin erkeklere iffet modeli olarak sunulur. Bırakın son derece çirkin böyle bir teklifi kadına yapmak; bir kadın tarafından, üstelik hem güzel hem de varlıklı bir kadın tarafından yapılan bu teklife teslim olmaktansa zindana atılmayı tercih eden iffetli mümin erkek prototipi çizilir. (Yusuf Suresi, 23-33)

Peygamberimiz, Allah'ın gölgesinden başka hiçbir gölgenin bulunmadığı günde, bu gölgede barındırılacak yedi sınıftan birinin, şeref ve makam sahibi bir kadının birlikte olma teklifini, “Allah’tan korkarım” diyerek reddeden kimse olduğunu bize bildirir. (Buhârî, Ezan 36)

İffetli kalmak, eli, dili, gözü, kulağı kısacası bütün bedeni haramlardan uzak tutmakla, zinanın haram olduğu bilgisini bütün bedene, bedenin bütün organlarına öğretmekle mümkündür. Göz görür, kulak dinler, dil konuşur, hayal tahayyül eder, zihin düşünür ve nihayet duygular isterse, bu arzunun önüne geçmek çok zor olacaktır. Bu nedenle daha görme aşamasında, bakışlar terbiye edilerek günahın önü kesilmelidir. Kalbin ve zihnin selamette kalması bakışların ve duyguların terbiye edilerek kontrol altına alınmasına bağlıdır.

Kitab’ımızda mümin erkek ve kadınlara bakışlarını haramdan korunmaları, iffetli yaşamaları emredilmektedir. Harama yasak arzularla bakış ve bu bakışın getirdiklerine teslimiyet, iffetin, insanı insan yapan bir erdem olduğu bilgisinin gözlere ve duygulara öğretilmediğinin göstergesidir.

Beden, bizim mülkümüz değil, Rabbimizin emanetidir. Hem elbiseyle hem de ahlaki erdemlerle muhafaza etmeliyiz emaneti. Ve şunu bilmeliyiz ki tesettürde esas olan, insanlık onurunun korunmasıdır. Böyle bir tesettür, kadın erkek bütün müminlere emredilen kulluk edebidir.