Çok şükür hâlâ yakın dostlarına iftarlarını evlerinde verenler var. Bu küçük ve samimi iftarlarda sadece iftar etmiş olmuyor; tanışıp görüşmüş, konuşup halleşmiş oluyorsunuz. Her insandan bir şeyler öğrenmiş, her evden bir usul görmüş olarak ayrılıyorsunuz. Kimi dostluklar pekişiyor, kimilerinin temeli atılıyor. Çok şükür ki hâlâ birinin mevkiini, işini ancak uzun bir konuşmanın nihayetinde o da ancak satır aralarından öğrenebildiğiniz oluyor. Tevazuu, insaniyeti görüyorsunuz. Aksi de oluyor tabii. Ama nihayetinde birinin kofluğunu daha fazla geç kalmadan öğrenmek de bir kazanımdır.
Hepsinden önemlisi, bu küçük ve samimi iftarlarda sizin de katıldığınız bir sofranın sosyal medyada sergilenmediğini; “bakın nasıl sofralardayız” gösterisi bittikten, yemekleri bir-iki çatal darbesiyle sağa sola ittirdikten sonra çöpe gitmeyeceğini bilmenizdir. Evet, hâlâ yemek ikram etmeyi biraz abarttığımız ve çeşitlerde aşırıya kaçtığımız doğrudur. Ama inanın samimiyetini kaybetmiş göstermelik sofralardaki muhabbet eksikliğinin yanında sözü bile edilmeyecek bir kusurdur o.