Stephan Hotz, Franfurt am Main et al.: Peter Lang - 2002
Orta Çağ Batısında Hz.Muhammed (sav) Algısı
Stephan Hotz, Mohammed und seine Lehre in der Darstellung abendländischer Autoren vom späten 11. bis zur Mitte des 12. Jahrhunderts: Aspekte, Quellen und Tendenzen in Kontinuität und Wandel [11. Yüzyılın Sonları ile 12. Yüzyılın Ortalarında Yaşamış Batılı Yazarların Gözünden Muhammed ve Öğretisi: Süregelen ve Değişen Taraflar, Kaynaklar ve Eğilimler] Frankfurt am Main et al.: Peter Lang, 2002. (Studien zur Klassischen Philologie; Bd. 137). ISBN: 3-631-50346-6
Bu kitap, vefatının ardından Hz. Muhammed (sav)’in algılanmasına dair Hıristiyanlar tarafından yapılan çalışmalardan biridir. Yazar araştırmasını Hıristiyanların Filistin’de ve İspanya’da İslam karşısında birleşik cephe oluşturduğu 11. ve 12. yüzyılda yazılmış metinlere dayandırıyor. O günün koşullarında zamanın yazarları farklı türlerde çok çeşitli metinler ortaya koydular: Embricho von Mainz Hz. Peygamber'in hayatıyla ilgili bir şiir yazdı, Vita Mahumeti; Guibert von Nogent ilk Haçlı Seferine ilişkin yazdığı rapora Hz. Peygamber’in hayat hikayesini de ekledi: Gesta Dei per Francos; ayrıca Walter con Compiégne Otia de Mahomete adlı manzum eserini kaleme aldı. Petrus Alphonsi Hz. Peygamber'in hayatı ve öğretisi ile ilgili metninde diyalogları çok bilinen şekliyle kullandı. Petrus Venerabilis ise İslam’a karşıtlığına iki eser ithaf etti: Summa Totius Haeresis Saracenorum ve Contra Sectam Saracenorum. Bu eserlerin hepsi Latince kaleme alındı.
Stephan Hotz, bir taraftan, kaynakların ve sözü edilen kitapların temel eğilimleri ışığında Hz. Peygamber'in hayatına ve öğretisine ilişkin farklı tasavvurları ortaya çıkarmayı hedeflerken; öte yandan, 11. ve 12. yüzyılın bu algılarında, kaynaklarında ve eğilimlerinde bulunan devamlılıkları ve kopuklukları da betimlemeye çalışıyor.
Hıristiyan yazarlar, hızlı yükselişi ve yayılışı sebebiyle ilk zamanlardan itibaren İslam’ı ele alarak, Peygamber'in kim olduğunu, getirdiği öğretiyi ve Hıristiyan öğretisindeki yerini belirlemeye çalıştılar. Birçok metin bu yeni dini sapkınlık ve Muhammed’in öğretilerini, sapkın sözler olarak tanımladı. Bu ilk dönem yazarlarından etkilenen 11. yüzyılın sonları ile 12. yüzyılın ortalarında yaşamış yazarlar, Katolik Kilisesinden intikam almak peşinde olan sapkın bir Mesih'in, Peygamber'i bir alet olarak kullandığı iki temel kategori ortaya koydu. Tartışmalı yönleri ve olaylara dayalı iddiaları ele alışlarındaki farklara rağmen bu metinlerin bir ortak noktası vardı: Her biri Peygamber'i ve onun öğretisini Hıristiyanlık çerçevesinde ele alıp değerlendirdi. Sonuç olarak İslam’ı Hıristiyanlığın sapkın bir şekli olarak algıladılar. Bu düşünceye göre İslam Tanrı'nın birliğini kabul eden ama İsa Mesih’in tanrılığını kabul etmeyen sapkın bir öğretiydi. Bu anlayış yüzünden Muhammed’i dinlerinin inançlarına ters düşen bir sapkın ve yalancı peygamber olarak düşünüyorlardı. Bu düşünceyi ilk olarak beş yüz yıl önce İslam öğretisine karşı çıkan ilk Hıristiyan yazar olan Johannes Damascus ortaya atmıştı.
Stephan Hotz, bütün bu kavramların işlendiği kitaba, Embrichos Vita Mahumeti’nin metninin Almanca tercümesini de ekleyerek konuyu örnek bir metinle noktalıyor.