Bu hadise, Hz. Peygamberin Mescid-i Nebevî'de, zekat olarak toplanan hurmaların dağıtımını kontrol etmesi esnasında yaşanmıştır. Hz. Hasan'ın hurmayı ağzına atışına Rasûlullah'ın tepkisini anlayabilmek için "Muhammed (sav) ailesine sadakanın haram kılındığı"nı, bunun sebebinin ise konuyla ilgili diğer rivayetlere göre "sadakaların insanların kirleri" (Müslim, Zekat 168) olduğunu bilmek gerekir.
Zekat temizlik demektir. Zekatını vermek suretiyle insan, dünyevileşme temayülüne bir karşı duruş sergilemiş olacaktır. Allah'ın kendisine lütfettiği mal varlığında yine Allah'ın ihtiyaç sahipleri için takdir ettiği miktarı gözden çıkarmak bir yürek işidir her şeyden önce. Zekat, yüreğin ve zihnin, maddeciliğin insânî hasletleri körelten kirlerinden temizlenmesine vesiledir. İnsanın tezkiye aracıdır. Bu bakımdan, zekatlar, sadakalar insanın kirleri olarak tavsif olunmuştur. Yine bu sebeple Hz. Peygamber, kendisine verilen yiyeceklerin zekat yahut sadaka olup olmadığını öğrendikten sonra yemiştir.
Hadis bizlere ayrıca, Hz. Peygamberin küçük torununu nasıl terbiye edip ilgilendiğini de göstermektedir. Malumdur ki küçük yaşta verilen eğitim taşa kazınan yazı gibidir. Yıllar geçse de izi silinmez. Çocuğun eğitiminde ise en önemli ve öncelikli görev aileye düşmektedir. Modern hayatın çok fazla örseleyip değersizleştirmeye çalıştığı aile yaşantısının köklerinden tamamen kopmaması için her bireyin işlevsel bir fonksiyonunun olabilmesi, dolayısıyla hayatın daha anlamlı bir şekilde yaşanılabilir olması için yapılabileceklerden bir örnek de mevcut bu hadiste. Aile büyüklerinin, torunlarıyla olan ilişkilerine bir örnek. Sahip olunan ahlak anlayışı, değerler ve inanışların yeni nesle aktarımında o büyülü ilişki (dede / babaanne/ anneanne- torun ilişkisi)nin niteliği, günümüzün modern, çekirdek aile yapısı, çok meşgul ebeveynler dikkate alındığında daha bir anlamlı gözüküyor.
Din eğitimi ilkeleri açısından değerlendirildiğinde ise bu hadisten şu sonuçlar çıkarılabilir: