Ramazan ve Kur'ân

11 Mayıs 2018

Ramazan ayını değerli kılan en önemli husus Kur’ân’ın bu ayda indirilmiş olmasıdır. Kur’ân’ın Ramazan ayında indirildiği, Bakara suresinin 185. ayetinde şöyle ifade edilmektedir: O Ramazan ayı ki, Kur’ân o ayda indirilmiştir.” İnsanlara dünya ve ahrette mutlu olmanın yollarını gösteren, beşeriyeti karanlıklardan çıkarıp aydınlığa kavuşturan Kur’ân-ı Kerîm, Ramazan ayının yirmi yedinci gecesi olan kadir gecesinde indirilmeye başlanmıştır. İnsanlık için bir hidayet rehberi olan Kur’ân-ı Kerîm’in böyle bir gecede inmesi ona müstesna bir şeref kazandırmış, kadrini yüceltmiştir.

Duhân Sûresinin ikinci ve üçüncü ayetlerinde Kur’ân’ın mübarek bir gecede indirildiği bildirilmektedir: Hâ Mim. Apaçık olan kitaba yemin olsun ki, biz onu (Kur’ân’ı) mübarek bir gecede indirdik. Şüphesiz biz, insanları uyarıcıyız. (Duhân, 44/1–3) İslâm âlimlerinin çoğunluğuna göre, ayette sözü geçen “mübarek gece” Kadir Gecesi’dir. Kur’ân’ın Kadir Gecesi’nde indirildiği ise Kadir Sûresinde açıkça bildirilmiştir: “Şüphesiz, biz onu (Kur’ân’ı) Kadir Gecesi’nde indirdik.” buyurulmaktadır.

Kur’ân’ın Ramazan ayında indirilmeye başlanmış olması sebebiyle Müslümanlar bu ayda Kur’ân okumaya daha fazla önem verirler, evlerde ve camilerde mukabele ve hatim okurlar. Mukabele geleneği, Peygamberimiz ile vahiy meleği Cibril (as)’in uygulamasına dayanmaktadır. Hz. Peygamber, her yıl Ramazan ayında o zamana kadar inen Kur’ân ayetlerini Cebrâil (as)’e okuyarak arz ederdi.

Peygamberimiz, Kur’ân’ı öğrenen, okuyan, emir ve yasaklarına riayet eden kimselerin en hayırlı ve en faziletli kimseler olduğunu, okunan Kur’ân’ın kıyamet gününde sahibine şefaatçi olacağını (Müslim, Misâfirin, 252) bildirerek müminleri Kur’ân öğrenmeye ve okumaya teşvik etmiştir: Sizin en hayırlılarınız, Kur’ân’ı öğrenen ve öğretenlerinizdir. (Buhârî, Fezâilü’l-Kur’ân, 21) anlamındaki hadisiyle Kur’ân’ın okunmasını ve hükümlerinin öğrenilmesini teşvik etmiştir.

Okunması ibadet olan her harfine bir hasene /güzel amel sevabı verilen Kur’ânla ilgili olarak Peygamberimiz: “Kim Allah’ın kitabından bir harf okursa ona on hasene (sevabı) verilir. Haseneye (güzel amele) on katı ile mükâfat verilir. Size “elif lam mim” bir harftir demiyorum. Elif bir harf, lam bir harf, mim bir harftir.”  (Tirmizî, Fezâilü’l- Kur’ân, 16) buyurmuştur.  Her Müslümanın bu emirlere uyarak Kur’ân’ı öğrenmesi ve sürekli okuması gerekir. Bu emri yerine getirenler ilahî övgüye mazhar olurlar.  Çünkü Yüce Allah Kur’ân okuyanları şöyle övmektedir: Allah’ın kitabını okuyanlar, namazı kılanlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan (Allah için) gizli ve açık sarf edenler, asla zarara uğramayacak bir kazanç umabilirler. Çünkü Allah, onların mükâfatlarını tam öder ve lütfundan onlara fazlasını da verir. Şüphesiz O, çok bağışlayan, şükrün karşılığını bol bol verendir.” (Fatır, 35/29). Sözlerin en hayırlısı Allah’ın sözü olduğuna göre, peygamberlerden sonra insanların en hayırlısı Kur’ân’ı öğrenen ve öğreten kimselerdir.

Kur’ân’ı öğrenmenin amacı hayatımızı ondaki ilahî emir ve yasaklara uydurmaktır. Bunun için de Kur’ân-ı Kerîm’i sadece yüzünden okumayarak onu tedebbür, tefekkür ve ince bir nazar ile okumaya, Kur’ân okurken onun manasını düşünmeye ve tefsirlerden açıklamasını anlamaya, böylece Rabbimizin kelamı olan Kur’ân’ın bize ne buyurduğunu öğrenmeye çalışmalıyız. Bu vesile ile “Kur’ân ayı” olan Ramazan ayını anlam ve önemine uygun bir şekilde değerlendirmeliyiz. Şeytanların zincire vurulduğu, hayır yollarının sonuna kadar açıldığı böyle bir ayda çocuklarımıza karşı dinî sorumluluklarımızı yerine getirmede Ramazan ayını büyük bir vesile kabul ederek bu vesileyi çok iyi değerlendirmeye çalışmalıyız. Çocuklara Kur’ân’ı en iyi bir şekilde öğretme yolunda Ramazan ayının bereketinden istifade etmeliyiz.  

Ramazan ayının feyizli, bereketli olmasını ve Kur’ân-ı Kerîm’in nurundan, feyiz ve bereketinden faydalanmayı bize nasip etmesini yüce Allah’tan niyaz ederim.