Görüştüğümüz bütün insanlarla güleç yüzle konuşmak İslamî bir görevimizdir. Çünkü Rabbimiz sözün güzelini konuşmamızı emir buyurmuştur.
“(Ey Peygamber!) Kullarıma söyle; sözün en güzelini söylesinler.” (İsra, 53)
Güzel söz söylemekle mükellef kılınan biz müminler, bu vazifemizi yapabilmek için hangi sözlerin güzellik vasfını taşıdığını bilmek mecburiyetindeyiz. Bilmek mecburiyetindeyiz, çünkü güzel söz söylemek bizi Hakk’a ve halka sevdirecek, dünya ve ahiret hayatımızı mutlu kılacak çok mühim bir ameldir. Güzellik vasfını taşımayan söz söylemek de şüphesiz bizi sevimsizleştirecek veya türüne göre bizi azaba sürükleyecek büyük bir günahtır.
Güzel söz; doğru, faydalı, sevdirici ve muhatabın seviyesine uygun ve yeterince söylenmiş olan sözdür.
Mevzuumuzla alakalı Kur’ân ve Sünnet ölçülerine göre tespit ettiğimiz bu vasıfları ana çizgileri ile göstererek “güzel sözü” tanıtmaya çalışalım.
a-Güzel Söz Doğru Olan Sözdür
Doğru söz güzel söz olduğu içindir ki Rabbimiz sözün doğrusunu şöylece emretmiştir.
“Ey iman edenler! Allah’ın emir ve yasaklarına muhalefet etmekten sakının. Doğru söz söyleyin ki Allah işlerinizi düzene koysun ve günahlarınızı bağışlasın…”(2)
Yüce Peygamber’imiz de “Acı da olsa sözün ancak doğru olanını söyle” (3) öğüdünü vermiştir.
b-Güzel Söz Faydalı Olan Sözdür
Faydalı söz ise öğretici, yarar sağlayıcı, Hakk’a götürücü, Batıl’lardan sakındırıcı ve ibret verici sözdür.
Söz faydalı olduğu sürece mutlaka hayırdır. Hayır oldukça da söylenmelidir. Bunun içindir ki Peygamber’imiz şöylece öğüt vermiştir:
“Allah’a ve Ahiret Günü’ne iman eden kimse sözün mutlaka hayırlısını söylesin, ya da konuşmasın.”(4)
c-Güzel Söz Sevdirici ve Sevindirici Olan Sözdür
Müjde vasfını taşıyan, kaba bir tebliğ tavrıyla değil de ince bir telkin edasıyla, şefkatle söylenen her sevdirici ve sevindirici söz pek tabii ki güzeldir.
Bizleri bu güzelliğe erdirmek içindir ki Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır:
“(Nerede olursanız olunuz, kiminle konuşursanız konuşunuz) sevdiriniz, nefret ettirmeyiniz. Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız.”(5) Zira:
“(Sözle) mümin kardeşinin kalbine sevinç vermen bağışlanma sebeplerinden biridir.”(6)
“Sevdirici ve sevindirici tatlı bir çift söz (muhataba verilmiş) bir sadakadır.”(7)
Evet, tatlı bir çift söz Kur’ân açıklamasına göre ardından başa kakılan maddi bir sadakadan daha hayırlıdır.
d-Güzel Söz Muhatabın Seviyesine Uygun Olan Sözdür
Bu tür söz şüphesiz güzeldir. Muhatap tarafından anlaşılmayan, kavranılmayan sözün doğruluğunun, faydalılığının ve de sevdiriciliğinin bir anlamı olmaz ki güzelliği olabilsin.
Bunun içindir ki, Peygamberimiz koyduğu şu ölçülerle bize güzelliğin yolunu açmıştır.
“İnsanlarla akli seviyelerine göre konuşmakla emrolunduk.”(8)
“İnsanlarla anlayacakları şekilde konuşun. Siz Allah’ın ve Peygamber’inin yalanlanmasını ister misiniz?”(9)
e-Güzel Söz Yeterince Söylenen Sözdür
Muhatabın seviyesine uygunluğu sözün güzelliği olduğu gibi anlaşılamayacak kadar kısa, usanç verecek kadar uzun olmaması da güzelliğidir.
Hususiyle çok söz hatadan beri kalmayacağı için uzunluğu nispetinde çirkinleşir ve sebeb-i azab olur.
Bu gerçeği bildirmek içindir ki Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:
“Allah’ı zikir, Hakk’a çağrı ve batıldan sakındırma vasfını taşımayan bütün sözler hiç şüphesiz insanın lehine değil aleyhinedir.”(10)
“(O halde) Allah’ı anmaksızın sözü çok uzatarak çirkinleştirmeyin. Zira Allah’ı anmaksızın çokça konuşma kalp katılığına sebeptir. Allah’a en uzak olan insanlar ise katı kalpli insanlardır.”(11)
Yukarıda açıklanan vasıfların yanı sıra güzel sözün sunilikten arınmış söz olduğuna da işaret edelim.
Hz. Peygamber Doğru Sözlülükle Sevilir
ibn-i Ebi Kurad (r.a.) anlatıyor:
“Bir gün Allah’ın Resûlü (sav) abdest alıyorken etrafındaki sahâbileri abdest (azalarından dökülen) suyu (alıp bereketlenmek için kendi vücutlarına) sürmeye başladılar.
Hz. Peygamber onlara:
—Böyleyapmanızı gerektiren nedir? Buyurdu. Onlar da:
—Allah’ıve O’nun Peygamberi’ni sevmiş olmak, dediler.
Bu cevapları üzerine Hz. Peygamber şu açıklamayı yaptı:
—Allah’ıve Peygamber’ini sevmek veya Allah ve Peygamber’i tarafından sevilmekten ötürü mutluluk duyacak kişinin konuştuğu zaman sözü dosdoğru olsun. Kendisine (sır, vazife veya eşya gibi bir) emanet bırakıldığı zaman emanetini (korusun ve sahibine) versin. Bir de çevresindeki komşuları; dostları ve arkadaşlarına (gücü nispetinde) ikramda bulunsun.
Zira Allah ve O’nun Resûlü gerçek manada ancak bu şekilde yani; emirleri ve tavsiyelerine uyarak sevilir.
Dipnotlar:
(1) Zevaid K. Edeb B. Ma câe fis-Selami ve İfşahi 8/29
(2) Azhab 70-71
(3) Kesfûl-Hafa Hadis No: 1890,865, Müsned 5/159
(4 )Buhârî Edeb 31, Et-Tac 5/183
(5) Müslim Cihad 4, Ebû Davûd Edeb 17
(6) El-Camius-Sağir “İnne” ve “Efdalu” bölümleri
(7) Deylemi Müsnet Hn. 1614
(8) Keşfûl-Hafa Hadis No: 592, Buhârî Edeb 34
(9) El-Camius-Sağır (Haddisun-Nase) Bölümü, Buhâri İlim 4
(10) Et-Tac 5/183, Tirmizi Zühd 63
(11) Tirmizî Zühd 62, Muvatta Kelam 8