''Allah ve Rasûlü Daha İyi Bilirler''

02 Ocak 2012

“………nedir, bilir misiniz?

-Allah ve Rasûlü daha iyi bilirler.

Yağmur, her toprağa aynı letâfetle sunar damlalarını.  Göllenebilmek için nefsini tutmak gerek.

Kendini bilen diz çöküşler, hoşuna gider de hikmetin, muhatabının aczi idrakinde tefsir ettikçe eder tafsilatını.

Toprağın da söyleyecek sözü vardır elbet, ama utanıp gizler kendine, zayıf görüşlerini. Basiret kazandıracak ilk damlanın, âsumandan geleceğini bilir.

“… bilir misiniz?”

-Allah ve Rasûlu daha iyi bilirler.

Yağmur, her toprağa aynı adâletle sunar damlalarını.  Nimeti kaçırmak için kâfirce bakmak gerek.

Semanın, bulutun, toprağın, topraktan yaratılanın sahibi (c.c), tenzihten ve hamdden hoşnut olur da, sevmez kadirbilmezliği. Dilini tutamayan, kendini bilemeyen, önünü göremeyen nankör topraktan, gizledikçe gizler Hakikat-ı Zât’ını.

Yağmuru bir kez olsun içmeyen yahut hürmetle başında gezdirmeyen bu kaypak, âsumanı pek görmez, nedâmet çukurunun en dibine düşeceğiniyse hiç bilmez. 

İçten taşan soru ve cevapları sükûnete davet etmeli, yetinmeyip bulutu içeri buyur etmeli ki yağmuru kanadında indiren melek, indirsin onunla birlikte ilmi ve sekineyi.

Rasûlullah (sav) Mescid-i Nebevi’de oturmuş, sahabiler de onun etrafını almışken karşıdan üç kişi çıkageldi. İkisi Rasûlullah (sav)’e doğru yöneldi, diğeri gitti. Rasûlullah (sav)’in yanına gelenlerden biri cemaatin arasında bir boşluk görüp oraya oturdu. Öteki ise cemaatin arkasına gidip oturdu. Üçüncü adam da çekip gitti. Rasûlullah (sav) sözünü bitirince (bunlar hakkında) şöyle buyurdu:

“Size şu üç kişinin durumunu haber vereyim mi? Onlardan biri Allah’a sığındı; Allah da onu barındırdı. Diğeri (insanları rahatsız etmekten) utandı, Allah da ondan haya etti. Ötekine gelince, o (bu meclisten) yüz çevirdi; Allah da ondan yüz çevirdi.”  (Buhari, İlim 8)

Kur’an ve sünnet konuştuğunda, üzerine yağmur yağan toprak gelmeli akıllara. Verimli olanına gıpta edip insan, genişletmeli yüreğini.

İçten taşan soru ve cevapları sükûnete davet etmeli, yetinmeyip bulutu içeri buyur etmeli ki yağmuru kanadında indiren melek, indirsin onunla birlikte ilmi ve sekineyi.

Ya alıp hazmetmeli düşen katre-i rahmeti yahut hürmet etmeli…