Cennetin Ortasındaki Köşk

20 Şubat 2010

Yaratıcı'sına! Eşyayı hakk üzere yaratana! Yaşam bir emanettir çünkü insana, duydukları, gördükleri, çalışarak elde ettikleri, ihsan ile sahip oldukları ve bedeni. Ödünç verilen her şey sahibinin istediği şekilde kullanılmalıdır; günahlarla kirletilmeden, tertemiz iade edilmelidir.

"İnsan sabahlayınca bütün organları dile başvurur ve şöyle derler: Bizim haklarımızı korumada Allah'tan kork. Biz ancak senin söyleyeceklerinle ceza görürüz. Biz sana bağlıyız. Eğer sen doğru olursan biz de doğru oluruz. Eğer sen eğrilir, yoldan çıkarsan biz de sana uyar yoldan çıkarız." (Tirmizî, Zühd 61)

Kullarına! Güneşle aramıza giren duvar gibidir yalan ve yalan söyleyen hakikatin önüne bir perde çeker. Kulağımızı kirletir, gözümüzü köreltir, gönlümüzü bulandırır. Vaad edilen bir yalansa eğer hayallerimizi yıkar, yıpratır güven duygumuzu. Kolayca ayrılıverir bir bedenin uzuvları. Geleceğimizi, umutlarımızı çalar.

Hakk'a ulaştıracak yegâne yoldur sırât-ı müstekîm ve yegâne metottur İslâm. "Seninle beraber tövbe edenlerle birlikte emrolunduğun gibi dosdoğru ol! ..." (11/112) buyuruyor Allah Teâlâ Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem'e ve mü'minlerine. Zira yol, yolcusunun doğruluğundan belli olur. Yolun eğriliğini zannettirecek küçücük bir davranış bile ayağına dolanır yolcunun, mü'minin. Şakadan dahi olsa!