Hz. Peygamber'in hayatını ve sahabeyi düşündüğümüzde, her nedense hep olgun ve yaşlı insanlar canlanır zihnimizde. Kırk yaşındayken peygamberlik görevine başlayan Hz. Peygamber'in etrafındaki ilk Müslümanlara baktığımızda, onlardan çoğunun gençler olduğunu görürüz.
Hz. Peygamber İslam'ı tebliğ ederken, toplumun yeniliğe açık, idealist ve enerjik kesimini oluşturan gençlerden büyük ölçüde destek almıştır. Nitekim ilk Müslümanlardan birkaç kişi 50 yaş civarında, birkaç kişi 35 yaşın üzerinde, geri kalan çoğunluk ise 30 yaşın altında bulunuyordu.
Mesela genç yaşta İslam'ı kabul edenlerden Hz. Ali 10, Abdullah b. Ömer ve Ubeyde b. el-Cerrah 13, Ukbe b. Amir 14, Cabir b. Abdullah ve Zeyd b. Harise 15, Abdullah b. Mesud, Habbab b. Eret ve Zubeyr b. Avvam 16, Talha b. Ubeydullah, Abdurrahman b. Avf, Erkam b. Ebi'l-Erkam, Sa'd b. Ebi Vakkas ve Esma bint Ebî Bekr 17, Muaz b. Cebel ve Musab b. Umeyr 18, Ebû Musa el-Eşari 19, Cafer b. Ebî Talip 22, Osman b. Huveyris, Osman b. Affan, Ebû Ubeyde, Ebû Hureyre ve Hz. Ömer 25-31 yaşlarında idiler.(1)
Hz. Peygamber'in yanında bulunan, O'nunla birlikte savaşanlar da gençlerdi.(2) Bu yüzden Hz. Peygamber gençlere ayrı bir önem atfetmiştir.
Semure b. Cundeb'in naklettiğine göre, Hz. Peygamber ashabına, müşriklerin gençlerini öldürmemeleri talimatını vermişti. Abdullah, babası Ahmed b. Hanbel'e bunun ne anlama geldiğini sorunca O: "Yaşlı neredeyse İslam'a girmez! Genç ise İslam'a yaşlıdan daha yakındır." demiştir.(3)
Enes b. Malik'in anlattığına göre, Ensar'dan 70 genç vardı, kendilerine "Kurrâ" denilirdi. Akşamları Medine'nin çeşitli bölgelerine dağılırlar, ders halkaları oluştururlar, oralardaki halka namaz kıldırırlar, sabah olunca da Hz. Peygamber'in mescidine gelirlerdi. Hz. Peygamber (İslam'a davet için) onları Bir-i Maune'ye göndermişti. Ancak onlar tuzağa düşürüldü ve hepsi de şehid oldular. Bunun üzerine Hz. Peygamber tam 15 gün sabah namazlarında kunut duasını okuyup beddua etti.(4) (Konuyla ilgili detaylı bilgiyi siyer bölümünde bulabilirsiniz.)
Peygamberimiz'in gençlerle ilgili bütün ilişkilerine baktığımızda O'nun bütün gayret ve hedefinin, inançlı, dindar, ahlaklı ve iffetli bir gençlik oluşturabilmek olduğunu görürüz.
Zira Efendimiz, "Allah'ın (arşının) gölgesinden başka hiçbir gölgenin olmadığı o günde yedi sınıf insanın Allah'ın gölgesinde gölgeleneceği" haberini vermiştir. Bu hadiste ilk olarak "adaletli yönetici", ikinci sırada da "Rabbine ibadetle yetişen genç"i zikretmektedir.(5)
Başka rivayetlerde ise "Allah, gençliğini Allah'a itaatle geçiren genci sever."; "Allah tevbe eden genci sever." buyurulmaktadır.(6)
"Kıyamet günü Adem oğlu şu beş şeyden sorgulanmadıkça Rabbinin huzurunda (sorgudan) kurtulamayacaktır: Ömrünü nerede tükettiğinden, gençliğini nerede geçirdiğinden, malını nereden kazanıp nereye harcadığından, bildiğiyle ne denli amel ettiğinden."(7)
"Yaşından dolayı bir ihtiyara ikramda bulunan genç için, Allah Teâlâ ona ikram edecek kimseler hazırlar."(8)
Hz. Peygamber'in gençleri teşvik eden bu sıcak ve samimi ilgisi sayesinde, genç sahabiler, canlarını, mallarını, ailelerini Allah yolunda feda edecek kıvama gelmişlerdi. Müslüman olur olmaz birçoklarının başta ailesi olmak üzere, Mekkelilerden gördükleri baskılar, korkunç işkenceler, açlık ve abluka yılları onları asla yıldırmamıştır. Onlar, Allah Rasûlü'nden aldıkları inanç ve ahlakın gereği olarak, yalnız Mekke'den ayrılmayı değil, zamanı geldiğinde dünyadan ayrılmayı dahi göze almışlardır.
1) Sarıçam İbrahim, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı, s. 304-5, Ankara-2001; Karagöz İsmail, Aile ve Gençlik, s. 118-119, Ankara-2005.
2) A.g.e, V. 390
3) Ahmed b. Hanbel, Musned, V. 13.
4) Ahmed b. Hanbel, Müsned, III. 235.
5) Buharî, Ezan 36,I. 161
6) Rivayetlerin kaynağı ve kritiği için bkz: Aclunî, Keşfu´l-Hafa, I. 286, no: 748.
7) Tirmizî, Kıyame 1, no: 2418, IV. 612.
8) Tirmizî, Birr 75, no: 2022, IV. 372.