Söz Meydanı

Zaman o gül gibi gül görmemiş zamân olalı Gülün güzelliği dillere dâstân olalı   Ne serve bakmadadır şimdi gözlerim ne güle O şîvekâr bu kaamette nev-civân olalı   Yegâne hüsn-i ilâhî odur Cemâlullah Cihâna ahsen-i takvîmden ıyân olalı   Mesağ olaydı e...

Menziller

Sözün ve yolun başçeşmesi ruhumun Canım içre sevinç verir sözlerin   Baktığın dağların düşüncesi bile ağlatır beni Hür olurum buyruklarını bir bir donansam sultanım.   Dinlen ey Zarif bilatedbir çok söz açtın Bu kırık akılla ne cürettir yaptığın...

Gül Muştusu'ndan

Dicleyle fırat arasında Bir eski şehir cennet titremesi Sarı güller çevirmiş dört yanını Yabancı bir şehir gibi Kırmızı güller yerli Kuzuların doğması nasıl beklenirse o ülkede Güllerin açması da öyle beklenir gün doğmadan önce Bahar yağmurları böyle güllere gebe İner gökyüzünden bahçelere Nişanlarda g&...

Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine - IV

Senin kalbinden sürgün oldum ilkin Bütün sürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süreği Bütün törenlerin şölenlerin ayinlerin yortuların dışında Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim Af dilemeye geldim affa layık olmasam da Uzatma dünya sürgünümü benim Güneşi bahardan koparıp Aşkın ...

Necid Çölleri'nden Medine'ye

Yâ Nebî, şu hâlime bak!  Nasıl ki bağrı yanar, gün kızınca, sahranın;  Benim de ruhumu yaktıkça yaktı hicranın!  Harîm-i pâkine can atmak istedim durdum;  Gerildi karşıma yıllarca ailem, yurdum.  “Tahammül et!" dediler... Hangi bir zamana kadar?  Ne bitmez olsa tahammül, onun da bir sonu var!  Gö...

Bir Gece

On dört asır evvel yine bir böyle geceydi Kumdan ayın on dördü bir öksüz çıkıverdi Lakin o ne hüsrandı ki hissetmedi gözler Halbuki kaç bin senedir bekleşmedelerdi Nerden görecekler göremezlerdi tabi Bir kere zuhur ettiği çöl en sapa yerdi Bir kere de ma'mure-i dünya ozamanlar Buhranlar içindeydi bugünden de beterdi Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta Dişsiz mi bir insan onu kardeşleri yerdi ...

Sembolü Yanlış Eken Put Biçer

"Kutlu Doğum Haftası" etkinliklerinin baş materyali haline getirilen gül'ün, "görselliğin işgali"ne uğrayarak temsili düşünme biçimini unutmuş olan toplumumuzca, Peygamberimizin şahsıyla bütünleştirilebileceğini, bunun doğal sonucu olarak gül'ün onun yerine ikame edilerek bir idol'e dönüştürüle...

Gâyelerin Gâyesi

ÖLMEDEN ÖLMEK Gâyelerin gâyesinin mukaddes sancağını taşıyan Peygamberler Peygamberi, madde planındaki gazalariyle, sonsuzluk âlemine, ölmüşken ölmeyenleri; ruh planındaki Ekber Cihad ile de, ölmemişken ölenleri sevk etmeye memurdurlar. Büyük; kul çapında her büyüğün yanında küçük ve hiç kalacağı büyük kurtarıcılık işte budur. İnsanı, nefsi ve cemiyetiyle bir arada kurtarmak...

Seyyahların Gözünden İstanbul’da Ramazan

İstanbul, tarih boyunca seyahatnamelere en çok konu olan, seyyahların dikkatini en çok çeken şehirlerin başında gelir. İspanyol romancı Juan Goytisolo, bu çalışmaların XVI. yüzyıla kadar uzandığını ve dünya kültür tarihinde İstanbul seyahatnameleri hakkında başlı başına bir literatürün oluştuğunu söyler. Gezginlerin bu kadar hayran ka...

İlk Orucum

İlk orucumu dokuz yaşında tuttum. Bu da ömrümde hiç unutamayacağım günlerden biridir. Oruç ben yaşta çocukların ifasına tahammül edemedikleri büyük sevaptır. Eğer bir gün tutmaya dayanabilirsem hacı ninem büyük babamın anası, bu orucu benden bir mecidiyeye satın alacaktı. Çünkü küçüklerin oru&ccedi...

Mahyacılığa Dair

"Ramazan'ın zevk ve şevk faslı teravihten sonra başlardı. Namazlarını camide kılanlar için heyecanlı tahminlere yol açan, gecenin mahyaları idi. Zira mahyacılık, gelişi güzel bir heves işi, kolayına başarılır bir hüner değildi. Birinci Sultan Ahmed zamanında başladığı rivayet edilen mahyanın üçyüz senelik bir mazisi var demekti. Bir anlatışa g&o...

Eski İstanbul'da Işıklı Geceler

Sokaklar hareket halinde yüzler­ce fenerle doludur ve kalabalık bir ateş böceği kafilesi halinde camiye doğru akmaktadır. Mahya'yı İlk defa o akşam gördüğünü söyleyen Halide Edip, "Minareden minareye havada uzanan ışıktan yazılar, mavi kubbede ne garip ve tabiatüstü bir nur tecellisi İdi. Ramazan'ı karşılayan bu nurdan yazılar, beni be...