Naat Edebiyatımız

Şiir, insanoğlu için vazgeçilmez bir sanattır. Şair, yüreğine sığmayan engin ve mistik duyguları, gönlündeki kıvılcımları, ölçülerle, kafiyelerle ilmek ilmek işleyip, başkaları ile paylaşma ihtiyacını duymuştur. Büyük şairlerimizden Mevlânâ “Şairlik, peygamberlikten bir cüzdür” diyerek şaire insanlık namına...

Ali Ayçil'den Na't: "Efendim"

efendim,  işte işaret ettiğin mevsime geldik.  dünya bir top ateş ve ona kim dokunsa kül oluyor parmakları.  söndüremiyoruz bu yangını,  içimizdeki kaynak kuruyalı çok oldu.  çok oldu,  baygın kokulara geçit vermeyen o bakir ormanı terk edeli.  aramızdan hiç kimse,  bizi alevlerin yalımından koruyacak  serin bir yer gösteremiyor.  bilginlerimiz k...

Kemâl Edîb Kürkçüoğlu ve Na'tı

Bir peygamber aşığı olan Kemâl Edîb Kürkçüoğlu, hayatı boyunca tükenmez bir azimle köy köy, şehir şehir gezip uzun yıllar hocalık hizmetinde bulunmuştur. Binlerce talebe yetiştirmiş, bu talebelerine âlemlerin Efendisi’inin aşkını anlatmıştır. Hayatı kadar aşkla yazdığı naati de hâlâ dillerde ve gönüllerde yankılanmaktadır. Hayatı 1902 yılında Urfa’nın ö...

Aşk Makamının Söz Elçisi: Bizim Yunus

Birinci Kapı: Aşk İçtiği şarap onu manevi aşk makamına doğru bir yolculuğa çıkartmıştı. Her makamda gördüğü hikmetler onu aşka hayran ediyordu. Ve aşk semasına doğru aşkın sultanına salât okuyarak, aşk miracının birinci katına yükseldi. Yükseldiği ilahi kattaki cennetin kapısında yaratıcının isminin yanında “aşk” sultanının ismini gördü. Ve dudaklarından her aşk makamında bir n...

Hüseyin Sîret ve Na'tı

Hayatı 1872 yılında İstanbul Küçük Bebek’te dünyaya geldi. Babası Süleyman Bey, annesi Çerkes Fatma İclâl Hanım’dır. Henüz dili yeni baba kelimesini söylemeye başlamışken üç yaşında babası vefat eder. Dilinden ve gönlünden silinmeyen “baba” kelimesinin şefkati, bir ömür boyu hayatına sirayet etmiştir. İlk ve orta eğitimini tamamladıktan sonra Mülkiye Mektebi’n...

Şair Yahûdî ve Hz. Muhammed (sav)'e Yazdığı Na'tı

Edebî Meclisler Şiirlerde Hâkî (topraktan gelen, toprağa ait olan) mahlasını kullanma başlayan Yahudi, yazdığı şiirlerle zamanla şöhreti İstanbul’un edebî meclislerinde de duyulmaya başladı. Şiir bilgisini ve şairliğini ilerletirken bir yandan da fen ilimleri tahsil etmeye çalışıyordu. Dönemin önde şairleri davet edildiği Şeyhülislam Bahâyî Efendi’...

Kırk Hadis Geleneği Üzerine Bir Deneme

İlk derlemelere hicri II. asrın sonunda rastlanmıştır. Kırk hadis derlemelerinin çıkış noktası nedir? Bunun bir kaç nedeni vardır. Bunların başında her söylediği “hadis” olan kainatın en değerli insanı; Hz. Muhammed (sav)‘in bir sözü gelir; “ Ümmetimden kim kırk hadis hıfzederse, Allah onu alimler ve fakihler arasında diriltsin.” Bi...

Allah Rasûlü (sav)'nün Şehir Algısı Üzerinden Şehirleri Düşünmek

Şehirler, vahye muhataptır insanlar gibi. Şehirler insanlar gibi uyanık, insanlar gibi uykudadır. Şehirlerin bazısı beyazdır, bazısı siyah, bazısı kırmızı, bazısı karanlıktır, bazısı ışık… Medine, daha Peygamber ona ayak basmadan, Kuba’da henüz “Bırakın devem gideceği yeri bilir” sözü ağzından çıkmadan ve “Ay doğdu Veda tepeleri üzerinden&...

Na’t

Seccâden kumlardı...   Devirlerden, diyarlardan Gelip göklerde buluşan Ezanların vardı!   Mescit mü'min, minber mü'min... Taşardı kubbelerden Tekbir, Dolardı kubbelere "Âmin!"   Ve mübârek geceler, duâlarımız, Geri gelmeyen duâlardı... Geceler ki pırıl pırıl, Kandillerin yanardı!   Kapına gelenler, ya Muhammed, Uzaktan, yakından- Mü'min döndüler kapından!   Besmele, ekmeğimizin bereketi...

Taş Gazeli

I. Taş taş değil bağrındır taş senin Nereni nasıl yaksın söyle bu ateş senin   Bir katılıktır dinamit söker mi yürekleri Başın bir kez bu kalbe çarpmasın ey taş senin   Kazmayı kayalara değil kalplere vur ey Ferhat niçindir kırdığın bunca taş senin   Anne seninle bağrın döğer gider mi acı Hanidir Ferhad'dan aldığın ders taş senin &...

Pek Hazin Bir Mevlid Gecesi

Yıllar geçiyor ki, yâ Muhammed, Aylar bize hep muharrem oldu! Akşam ne güneşli bir geceydi... Eyvah, o da leyl-i mâtem oldu!. Âlem bugün üç yüz elli milyon Mazlûma yaman bir âlem oldu! Çiğnendi harîm-i pâki ser'in; Nâmûsa yabancı mahrem oldu! Beyninde öten çanın sesinden Binlerce minâre ebkem oldu. Allah için, ey Nebiyy-i ma’sûm, İslâm'ı bırakma böyle bîkes, İslâm'ı bırakma böyle mazlûm....

Ezan-ı Muhammedî

Emr-i bülendsin ey Ezan-ı Muhammedî. Kâfi değil sadâna Cihân-ı Muhammedî.   Sultan Selîm-i Evvel'i râm etmeyip ecel, Fethetmeliydi âlemi Şan-ı Muhammedî.   Gök nûra garkolur nice yüzbin minâreden Şehbâl açınca Rûh-u Revan-ı Muhammedî   Ervah cümleten gör&...