Hz. Peygamber’i nasıl anlatmalı? Hele ki tertemiz akılları ile çevreyi yeni yeni anlamlandırmaya çalışan çocuklara nasıl anlatsak, onlara peygamber sevgisini ve yaşayışını işlemiş oluruz? Salih Suruç, bize bu sorunun cevabını veriyor Çocuklarımıza Peygamberimizi Nasıl Anlatalım adlı kitabında. Kitap hadiseler ve tavsiyeler şeklinde iç içe ve art arda iki anlatımdan müteşekkil ve akıcı bir üslupta ilerliyor. Rahmet peygamberinin hayatından kesitler ile bu kesitlerin çocukların idrak seviyesine göre nasıl anlatılması gerektiği hususunda yazarın kendi hatıralarından damıtılmış tavsiyelerini okuyoruz.
Kitap, “Sevgili anneciğim babacığım bana bebek Muhammed’i anlatır mısın?” “Neden Peygamberi örnek almalıyız?” “Peygamberin için canını feda edebilir misin?” gibi başlıklarda bölümlere ayrılıyor ve her bölümde Hz. Peygamber’in bir özelliği ön plana çıkarılıyor.
Suruç, Çocuklarımıza Peygamberimizi Nasıl Anlatalım kitabında yalnızca bir siyer seçkisi yapmakla kalmıyor, aynı zamanda uzman pedagog Kudret Eren Yavuz danışmanlığında hazırladığı bu eserde sünnetin çocuklara nasıl aşılanması gerektiğini de vurguluyor.
“Peygamber Efendimiz yeşilliğe ve akan suları bakmaktan çok hoşlanırdı. Siz de gittiğiniz pikniklerde dereleri, nehirleri ve yeşillikleri çocuğunuzla birlikte izleyin ve Efendimize salâvatlar gönderin” gibi ifadelerden oluşan kutucuklarda Hz. Peygamber’in hayatını çocuklarımızın günlük yaşantısına taşıyacak tavsiye ve anekdotlar yer alıyor.
Çocuklarımıza Peygamberimizi Nasıl Anlatalım’da Allah’ın Çocuk Muhammed (sav)’i nasıl yetiştirdiğini Hz. Peygamber’in ağzından okuyoruz: “Rabbim, bana edebi (terbiyeyi-ahlakı) güzel bir tarzda öğretti.” Bu aslında Suruç’un kitabın tamamında bahsettiği muhabbet temelli binanın emarelerinden sayılabilir.
Peygamber’in (sav) tabiattaki her canlıyı, Yaratıcının güzelliğini yansıtan birer ayna O’nun ve eşsiz sanatının mahsulü olarak gördüğünden, gereksiz tek bir dalın kesilmesine, bir karıncanın dahi incitilmesine dahi tahammül gösteremediğinden, sahabeyi bu konuda uyardığı yönündeki hadislerini zikrediyor Salih Suruç. Kitapta seçilen rivayetlerin çocukların idrak seviyeleri perspektifinden iyi anlaşılabilir olması bakımından bu türde bir kitap kaleme alınırken pedagoglardan destek alınmasının önemini de gösterilmiş oluyor.
Çocuklarımıza Peygamberimizi Nasıl Anlatalım bize özetle, düsturu sevmek olan Muhabbet’ten zuhur etmiş Muhammed (sav) gibi yasaklamayıp kısıtlamadan, önce sevdirerek, güzellikleri anlatıp güzellikleri aşılayarak çocuklarımızı İslam üzerine binâ etmeliyiz diyor. Zira Peygamber bize nasıl evlat, nasıl birey, nasıl ebeveyn, nasıl dede, nasıl arkadaş, nasıl eş vs. olmamız gerektiğini yüzlerce örnek ile gösteriyor. Peygamberin, bu en güzel Kur’ân tercümesinin iyi okunmasını ve iyi anlaşılması gerektiğinin altını çiziyor.
Suruç’un olay seçimlerini ve sıralamadaki akışını takdir etmemek mümkün değil. Fikir vermesi için kitaptan birkaç satırın altını çiziyoruz.
“Sevgili torunu Ümâme’yi ne çok sevdiğiyle ilgili bir hayli olay var. İlginç olan biri de şu:
Kaynaklara bakılırsa Peygamber Efendimiz, birçok kez, Hz. Ümâme omzunda iken mescitte cemaate namaz kıldırmıştır. Bir keresinde ikindi namazı için Hazreti Ümâme omzunda olduğu halde mescide girdi ve namaza girdi. Rükûya varacağı zaman sevgili torununu alıp yere bırakıyordu. Secdesini yapıp ayağa kalkacakları zaman da yeniden omzuna alıyordu.
“Bana dünyanızdan üç şey sevdirildi” buyurmuş ve bunlardan namaz için “gözümün nuru” demişti. “Gözümün nuru” diye nitelediği ve Allah’a kalben en yakın olduğu namazda bile, sevgili torununu omzunda taşıması çocukları ne çok sevdiğinin önemli bir kanıtıdır. Üstelik bunu kız çocuklarını diri diri gömme cinayetinde bulunan, hatta erkek çocuklarını bile kucaklarına alıp sevmeyi, öpmeyi ayıp sayan bir kültürden gelen insanlar arasında yapıyordu. Bununla hem çocuk sevmede ümmetine örneklik ediyordu hem de cahiliye döneminden kalma bu çirkin anlayış ve âdeti fiilen ortadan kaldırdığını gösteriyordu.”
Kitabın künyesi:
Adı: Çocuklarımıza Peygamberimizi Nasıl Anlatalım
Yazar: Salih Suruç
Proje Danışmanı: Kudret Eren Yavuz
Yayınevi: Timaş
Yayın yılı: 2012
Sayfa: 303