Hadis kelimesi sözlükte haber, söz, yeni gibi anlamlara gelir. Kur’ân-ı Kerim’de “hadis” kelimesi 23 ayette tekil, 5 ayette ise çoğul olarak geçer. “el-Hadîs/Hadis” şeklinde tekil olarak geçtiği 10 ayette “Kur’ân veya Kur’ân ayeti”[1], 5 ayette “Peygamber kıssası”[2], 1 ayette “Peygamber’e karşı gelen müşriklerin fiilleri”[3], 3 ayette “Kur’ân’dan başka bir konu/söz”[4], 1 ayette “sohbet”[5]...
Hz. Peygamber’e Allah tarafından ilahi bilgi olarak sadece Kur’an verilmiştir. Dolayısıyla ayetlerde Hz. Peygamber’e verildiği ifade edilen “hikmet” bilgisi ile Kur’ân kastedilmektedir. Peki, “Allah, son elçisine Kur’ân vahyinden başka hiçbir bilgi vermemiştir” iddiası doğru mudur?
Kur’ân-ı Kerîm’de, Allah’ın peygamberlere nübüvvet, risâlet, kitap ve özellikle hikmet verdiği ifade edilir. Nitekim ...
Hz. Ömer ve Hz. Âişe’nin “Kur’ân bize yeter” şeklindeki sözlerinin “dinin tek kaynağının Kur’ân olduğu, hadislere ihtiyaç bulunmadığı” anlamına gelip gelmediğini anlamak için öncelikle bağlamlarını tespit etmeliyiz. Daha sonra, her iki sahabinin hayatlarında “dinin tek kaynağının Kur’ân olduğu” düşüncesine sahip olup olmadıklarını ve hadislerle ilgili yaklaşımlarını incelemek gerekir.
Hz. Ömer, “K...
“Hüküm ancak Allah’ındır” ifadesi, biri En‘âm ikisi ise Yusuf suresinde olmak üzere Kur’ân-ı Kerim’de üç ayette yer almıştır. Bu ayetleri tarihte Hâricîler siyasi amaçlarını gerçekleştirmek için Hz. Ali’ye karşı slogan olarak kullanmışlardır. Son dönemde ise bu ayetler 19. yüzyılın ikinci yarısında Hindistan’da ortaya çıkan Kur’âniyyûn ekolü ve bu ekolün Türkiye’deki yansımaları tarafından “İslâm’...
I İnanç Alanındaki İlişkiler Hz. Peygamber kendisinin bütün insanlığa gönderilen son peygamber olduğunu biliyordu (4). O (sav) davet ettiği herkesin Müslüman olmasını çok arzu ediyor, davetine karşı olumsuz cevap alınca da son derece üzülüyordu. Bunun üzerine Allah, "Rabbin dileseydi, yeryüzündekilerin hepsi mutlaka inanı...
Bilgilerin gelecek nesillere aktarılmasında yazının önemli bir unsur olduğu tartışma götürmez bir gerçektir. Ancak aslına uygun ve güvenilir bir şekilde nakil için bilginin kayda geçirilmesinin tek başına yeterli olmadığı da bir başka gerçektir. Zira geçmişe ait herhangi bir bilginin sahihliği yazılı olup olmamasının ötesinde önceli...