Malayaniyi Terk Etme Zarureti

Ne çok şey ilgilendiriyor dünyada beni ve bunlardan hangilerine yönelmeye ihtiyacım var. Nereye baksam oradan bir parça kopup varlığıma katılıyor. Ne konuşsam konuştuğum şey uçup gidiyor dilimin andığı yere. Çoğaldıkça gidip gelenler, çoğaldıkça uçuşan parçalar, çoğaldıkça yağan resimler, nereye dikkatimi verec...

Tevbe ile Dirilen Süvari: İkrime bin Ebi Cehl (ra)

“Bilinmediğin topraklara mı gideceksin!” sözünü dinlemedi İkrime, kendi topraklarında da adı yoktu artık. “Ebu’l-Hakem’in katilinin olduğu yerde vallahi kalmam!” diye gürlemeye çalıştı fakat kısık çıktı ses. Ebu’l-Hakem babasıydı; Ebu Cehil. Mekke eski Mekke değildi. Fetih bir anda şehri değiştirmiş, ters yüz olmuştu her şey. “Gidin hepiniz serbestsiniz!” cümlesine dahil olabilseydi yine kaçmak i...

Allah'ın Kılıcı: Halid b. Velid (ra)

Oğulları anlatmadan önce, babalarını anlatmak gerekir bazen. Halid (ra)’den önce Velid’in gölgesi düştü çünkü dünyaya. Putlara ve geleneklere bağlı zengin bir tüccar Velid. Mahzumoğulları’ndan. “Idlu Kureyş/Kureyş’in Dengi” olarak anılıyor; çünkü bir yıl o, bir yıl Kureyş’in tamamı değiş...

Sahabenin Güleç Yüzü: Nuayman b. Amr

“Ey Allah’ın elçisi, sen bizimle şakalaşıyorsun” dedi sahabeler, sevinç ve hayretle. “(Şaka yapsam da) sadece gerçeği söylüyorum!” dedi Elçi, mizahta dahi yalan söylemediğini belirterek. Ebû Hureyre’den duydu insanlar bu cümleleri ve tebessüm ettiler. [1] Tebessüm kalkanına da ihtiyaç vardı okları karşılayabilmek için, yorulan ruhların dinlenmesine. Peygamberdi O, şakalaşmadığı zamanlarda da gülü...

Nil'in Esrarengiz Postacısı: Amr b. Âs

“Sehm/Ok” kabilesindendi Amr. Orta boylu, şişman ve sakallı. Cesur, hatip ve edip. Atak karakteri ticari zekâsıyla birleşince sınırları geride bırakmış, yeni ülkeler ve halklarla kaynaşmıştı. Habeşistan Hükümdarı Necâşî’yle dostluğu, siyasi bir karakter olarak olgunlaşmasının ilk adımlarını oluşturmuş, Kureyş bu ilişkiye dayanarak Necâş&ici...

İbn Ummu Mektum: Kayıp Gözde Dirilen Bakış

Bismillahirrahmanirrahim Yüzünü asıp çevirdi, Kendisine âmâ geldi diye. Ne bilirsin belki de o, temizlenecekti. Yahut öğüt alacaktı da bu kendisine fayda verecekti. Ama kendisini müstağni gören, İşte sen onu muhatap alıyorsun. Hâlbuki onun arınmamasından sana ne! Ama sana koşarak gelen, Ki o, korkar durumdadır. Sen ona aldırm...

Zubeyr B. Avvam: Yüzüne Meleklerin İndiği Savaşçı

Çocuğuna haşin davrandığı için sevgisinden şüphe duyulan bir annenin sitemini kayıtlara geçirdi omuzlarındaki melekler: “Zubeyr’i sevmediğim yalandır. Ben onu zorlu savaş günleri için hazırlıyorum. Biraz şiddetli davranıyorsam ondandır. Orduları hezimete uğratıp ganimetler getirsin diye…” Bu anne, Hz. Peygamber’in halası Safiyye...

Ümmetin Emini: Ebu Ubeyde b. El-Cerrah (ra)

Bir dilek, akla yaklaştırılamayacak kadar uzak olsa bile heyecanla yüklüdür. Dilekleriyle hayatı, dilekleriyle inançları arasında damarlar vardır insanın, gürül gürül akan. “Bir dilekte bulun” cümlesi kaç dileği tetiklemiştir de domino taşları gibi üst üste yığılmıştır arzular. Fakat ilk akla gelen dilek hangisidir? Hangi...

Said b. Zeyd (ra): Dokuzuncu Bahtiyar

Said (ra)’i duyabilmek için babası Zeyd’e kulak kesilmek gerekiyor, ondan akseden sadaya. Birinci yankı: “Koyunu Allah yarattı, ona semadan yağmur yağdırdı, yerde ot bitirdi. Sonra siz onu Allah’tan başkasının adıyla kesiyorsunuz!” Kureyşlilere isyan ediyor Zeyd ve Hz. Muhammed (sav)’e peygamberlik gelmemiş henüz. İkinci yankı: “Kızını öl...

Talha b. Ubeydullah (ra): Sadakatin Yansıdığı Ayna

Bakıldığında sevinç duyulacak bir aynaydı Talha b. Ubeydullah (ra). Mescid-i Nebevî’nin avlusuna girdiğinde ona bakmalarını istedi Hz. Peygamber ashabından: “Kim Allah’a verdiği sözü yerine getiren birine bakarak sevinç duymak istiyorsa Talha’ya baksın!” Talha (ra)’ya baktılar: Orta boylu, geniş omuzlu, gür saçlı, buğd...

Hz. Hüseyin: Omuzlarımızın Üzerindeki Baş

Hz. Hasan’ın yüzü benziyordu dedesine, Hz. Hüseyin’in göğsünden aşağısı. Hz. Hasan’dan sonra Hz. Hüseyin gelecekti ki dünyaya, o güzel nebinin yansıması tamamlansın yeryüzü aynasında. Sevinç büyüktü, melekler daha da büyüttüler sevinci. Hz. Peygamber, Hz. Ali'den kapıda bekleyip eve kimseyi sokmamasını istedi. Zira melekler topluluklar halinde ehl-i beyt’i ziyaret ediyor, Peygamber sevincinden pa...

Hz. Hasan: Dünyanın Halifeliğiyle Cennetin Efendiliği Arasında Bir Kutlu Yolcu

“Allahu Ekber” demeye kalmadan minik elleriyle tırmandı sırtına. Bu sırta yüklenen ağırlıktan habersizce asıldı cübbesinden. Ne sabrından haberdardı ne dağların yüklenmeye korktuğu sorumluluğundan. Haberdar olduğu tek şey sevgisiydi. Çünkü Fahri Kâinat da olsa bir dedeydi o aynı zamanda. Torununu dünyalardan çok seven her dede gibi bir dede. Hasen’ini o kadar çok sevdi ki yedi günlük olunca, saçl...