Aynaların Gönlünü Alıyor Elçi

Aynaların dili olsa… Şaşkınlıklarını anlatabilseler bir ara… Hayal kırıklıklarını parça parça dökseler bir akşamüstü… Önce insanları şikâyet ederlerdi. Ayna olduklarına utandırıldıkları için belki. “Ne oldu da bunca hayret yoksunu oldunuz?” diye diye. “Bu sıradan bakışlar niye?” “Kör mü g&o...

Sahabenin Güleç Yüzü: Nuayman b. Amr

“Ey Allah’ın elçisi, sen bizimle şakalaşıyorsun” dedi sahabeler, sevinç ve hayretle. “(Şaka yapsam da) sadece gerçeği söylüyorum!” dedi Elçi, mizahta dahi yalan söylemediğini belirterek. Ebû Hureyre’den duydu insanlar bu cümleleri ve tebessüm ettiler. [1] Tebessüm kalkanına da ihtiyaç vardı okları karşılayabilmek için, yorulan ruhların dinlenmesine. Peygamberdi O, şakalaşmadığı zamanlarda da gülü...

Siyahın Âhını Dinliyor Elçi

Gecenin göğsüne yaslı Elçi’nin kalbi. Serin nefeslerini şeffaf parmak uçları gibi gezdiriyor boşlukta. Mekke’nin ateşli suskunluğunda nazlanıyor ümitlerin en tazesi. Gözlerinin pervazından sızan duru bakışlara yağmaya hazırlanıyor göğün mavisi. Bir siyah, bin siyah susku çöküyor şimdi Bedr’in hareli yalnızlığına. Vahy...

Sükûtun Avuçlarında Keder İçiyor Elçi

Yok başka bir yerde serinlik. Yok başka yerde sabah. Yok başkalarında ümit. Peygamberimiz'in dudağından nasibimize düşen o teselliye sığındık. O sancılı bekleyişin dizi dibindeyiz şimdi. Elçi'nin beklediği yerde bekliyoruz. Bir şiirin infilakını bekler gibi. Elimiz göğsümüzde. Başımıza konan kuşlar ürküp de kaçmasın diye. Yeryüzünün...

Nil'in Esrarengiz Postacısı: Amr b. Âs

“Sehm/Ok” kabilesindendi Amr. Orta boylu, şişman ve sakallı. Cesur, hatip ve edip. Atak karakteri ticari zekâsıyla birleşince sınırları geride bırakmış, yeni ülkeler ve halklarla kaynaşmıştı. Habeşistan Hükümdarı Necâşî’yle dostluğu, siyasi bir karakter olarak olgunlaşmasının ilk adımlarını oluşturmuş, Kureyş bu ilişkiye dayanarak Necâş&ici...

Yatağına Küsmesin Irmaklar, Kalk ve Uyar!

Ne etti ki Elçi? Nasıl hak etti “Sen, ey Müddessir…” [1] diye hitap edilmeyi? “Sen, ey örtüsüne bürünen…” hitabı, adresini veriyor insanın temel acılarının. Yurdunu gösteriyor ağlayan kalbin. Kapısına vuruyor utandırılmış arzuların. Avuçlarına yağmur indiriyor yakarışların. Alnını öpüyor hasretli ara...

Sancının Göğsüne Çağırıyor Elçi

Kendine saplanan bir hançer insan. Gülünü reddeden diken olmuş farkında olmadan. Kendisine yara kendisi, hep kanıyor dünyaya. Başkalarına ağlayışları da kendine; bilmiyor. Kendini ağlıyor; hiç susmadan. Saklı sancıların, ince sızıların, yakıcı âhların yatağında akıyor durmadan. Kendini “ben” diye bildiğinden beri, Meryem utancı sıçramış y...

Sesinde Serin Gül Bahçesi

Sesinde serin gül bahçesi saklı… O gece. Gecenin örtüsünü yırtarcasına inledi Allah'ın Elçisi: "Allaaah!" Ayağı uçuruma kaymış gibi. Teni ateşe değmiş gibi. Kalbine köz düşmüşçesine. Çok az dünyalının duyabildiğini duymuş olmalıydı. Dünya rüyasının gömleği önünden yırtılmıştı. Ayağı k...

Gamze Düştü Vaktin Yanağına

Kendi kuyusunda buz tutmuştu su. Aktığını unutmuş; tortulaşmıştı. Kalbini kendinden sürgüne çıkarmıştı. Göğüne dargındı. Göğsünde katran ağırlıyordu. Suyun sızlandığını bir Bilen vardı. Sıcak bir tebessümün dokunuşla akmaya başlayacaktı. Kendine doğru. Kuyusundan dışarı. Fakat su olduğunu inkâr edenin çamurdan bahaneleri olacaktı. Anlaş...

Vahşi'nin Pişmanlığı

Bedir’de yaşadıkları ağır mağlubiyet, cahiliye toplumunun yarasıydı. Rövanş, Uhud’da alınmak istendi. Müslümanlar Peygamberimiz’in çizdiği plana göre arkalarını Uhud Dağına vermiş olarak savaşıyorlardı. Bu plana göre okçular belli bir düzene göre yerleşmişlerdi ve savaş nasıl gelişirse gelişsin yerlerini terk etmemeleri gerekiyord...

Rağbetlerin Ertesi Sevmelerin Öncesi

O yakıcı ânın hatırası hâlâ yankılanır kalbimde.  Elimdeki kitaptan bir sayfa açtım. Kısmetimi aramak için… O zarif hadis çıktı: “Kişi sevdiği ile beraberdir.” Sevindim. Açıklamaya yeltendim. Derin bir nefes aldım. Tam ağzımı açmak üzereydim ki gelen soruyla duraksadım: “Hocam, bunu anlamak için kitaba ...

Örtünün Altında Söz Sancısı

“Tozlu bir aynaya uğrarsa yüzün, utandırma aynayı, tozları da aşağılama” dedi iç sesim. “Al kalbini, taşlara tut. Tozları çağır yüzüne. Onlar da ayna arar kendine.” Aynadır insan. Kendi gözlerinin aynasına döküyor kendimi. Kederli bir mahcubiyetin yükü var üzerinde. Ne hayatından kaçabiliyor ne öl...