Buruc: Dünya-Ah Zalımın Çukuru

Bismillâhirrahmânirrahîm. “Düşün büyük burçlarla dolu göğü, Ve tahayyül et vaad edilen Günü, Ve O her şeye tanıklık eden ile O'nun tarafından tanıklık edileni! Onlar yalnızca kendilerini yok ederler, o çukuru hazırlayanlar, İmana ermiş olanlara karşı şiddetle yanan ateş çukurunu! Hani, onlar keyifle o ateşi seyretmişlerdi, Müminlere ne yaptıklarının bilincinde ...

Şems: Güneşe Gölge Etme Beni

Aman Allah’ım, niye orada öyle duruyor o kuyu? Ve niye hâlâ ağzı açık? Uzağından mı geçsem? Beni de mi yutacak? “Oysa o kendi akıbetinden zerrece endişe etmezdi.” Merhamet Allah’ım, merhamet!  Ne etsem, nereye kaçsam, neye yaslansam ayağımı çekemiyorum kuyunun kenarından. Bu söz, ah bu söz! Senin saptaman. Senin gözlemin. Senin teşhisin. Senin ihbarın. A...

Şems: Mesela Güneşi Bir Daha Düşün

Güneşi düşün, ayı, geceyi, gündüzü, gökyüzünü, yeryüzünü düşün Seni her gün çok uzak kollardan hayata saran güneşi, Gecelerin özel yoldaşı ayı, Saklı nur özünün dış dünyaya saçılmış yansımalarının, bin bir rengin aldatıcılığının, içindeki nurun açığa çıkmasıyla sona erdiği o sükûneti düşün, o nihayet seni sana duyurabilen geceyi, Aydınlığın tam neşelendiği o şen şakrak gündüzü, o illa k...

Kadir: Ömürlük Gece

Gerçekten etkinlik denilen şey nedir Rabbim? Olmazsa olmaz, muhakkak kutlanması gerekir dediğin kutlu an var mıdır? Varsa ne zamandır? Bir şeyin kutlanması, kaybettiğim, sıradanlaştırdığım bir değeri yeniden diriltmek, değerini hatırlamaktır. Terk ettiğimi hatırlayıp bir daha bırakmamaktır. “Kutla ve terk et değil, terk ettiğine dön” anlamı vardır kutlamada. Bütün bir hayat, bütün ...

Abese: "Yar Yüzü" Rehberi

“Surat astı ve uzaklaştı…” Gözümüz önüne yüzden dönüş sahnesini koyuyorsun. Yüz sahibinin göremediğini gösteriyorsun.  Kansız bir cinayete tanık ediyorsun gözlerimizi. Görelim, görelim, görelim istiyorsun. Gözüyle değil, gönlüyle görenlerin ışığına açıyorsun gözlerimizi. “Çünkü ona âmâ geldi.” Yüz… İnsan yüzü. Senin tecelligâhın. Işı...

Abese: Kibre Surat As Samimiyete D-eğil

Bir zaman, sonrasında ziyarete gelen kelli felli adamlar yüzünden, onlardan evvel öğrenme ve değişme coşkusuyla yanına gelen görme engelli bir yoksulu görmezlikten gelir gibi oluverdi de Son Peygamber, Allah bu tutumu yadırgadı. Samimiyettir yüzünü dönmen gereken şey ve kibirdir sırtını görmeye layık olan mesajını içeren bu sureyi gönderdi. Şu gök bir dursa, şu yağmur bir sussa; bu bağlar, bahçe...

Necm: Göğe Bakma Durağı

Sen ey, Ey gamlı yalnızlıkların yüce nöbetçisi, çekingen fısıltılara nefes bahşeden merhametliler merhametlisi, Sen ey sızılı yaralara, gizli saklı sancılara, yakıcı “ah”lara şefkatle eğilen, Ey mahcup sevdaların, dilsiz hasretlerin nabzını kudret elinde tutan, Sen ey Yarım kalmış çocuk tebessümlerini cennetinde tamamlayan, kanadı yanmış kuşça ümitleri kabul göğünde ağırlayan ker...

Necm: Ufukta Cebrail Göründü

Kitab’tan mı şüpheleniyorsun? Bir insan karalamış olabilir mi diyorsun bu aydınlığı? Okuduğun ve harfiyyen uyguladığın onca kitaba ne diyorsun? İnsanların karaladığı... Hangisini Cebrail getirmiş olabilir? İlahi ilhamın, vahyin kaynağı o melek... Hangisi bizzat Allah’ın sözleridir ki? Sen gibi insanlar yazdılarsa neden bu denli yüceltiyorsun? Yazar deyince gözlerin parlıyor. Birli...

İhlas: Kimse Sen Değil

Yüce Varlığını benimle tanıştırabilmek için defalarca ortam hazırlamaya çalıştığını, fırsatlar yarattığını bile bile çok zaman Senden kaçışlardayım. Seni ben hep başkalarından tanıdım. Yarım yamalak. Başka zanlar kadar. Başka gözler, başka bakış açıları kadar. Seni ben hiç Senden duymadım. İhlas suresini anlayıncaya kadar... Eni konum değil. Etraflıca değil. Yüzeysel. Üstünkörü. Tanışıp kaynaşa...

İhlas: Yok Senin Gibisi

“De ki…” Şaşkınlığımın gecesini yırtan bir hilal kavsi Söz’ün. Suskunluğumun diplerinde saklı bir inci tanesi kelamın. Tükenen nefeslerimi sonsuzluğa açan bir cevher dokunuşu. “De ki…” diyorsun. Sözünün altın sütununa sarıyorsun çaresizliğimi. Sonsuzluğa gebe anlam tohumları ekiyorsun can toprağıma. Bir’imi bin etmek istiyorsun. İyi ki “De ...

Nas: Sana Firar Ediyorum

“De ki…” “De” dediğini diyorum: “euzu biRabbi’nnas” Cılız nefeslerimi, solgun heveslerimi, Söz’ünün altın sütununa tutturuyorum. Kesik sesimi, ince duyuşunun, latif işitişinin avuçlarına bırakıyorum. Darlanmış kelimelerimi, dağınık hecelerimi,  kırık dökük cümlelerimi, utangaç iç çekişlerimi terk ediyorum. Sızılarımı, sancılarımı, korku...

Nas: Vesveselerin Ağzının Payı

Tümüyle insanların Yaratanı, gerçekte besleyip büyüteni, yaşatanı, yöneteni, sahibi…ne sığınırım! İnsan soyunun, bütünüyle insanlığın Rabbi, Melik’i, İlah’ına, yaratan, yaşatan, sahibi olan ve yönetenine... Sığınırım: İlkelerle çevrelenmiş hayat kalesine. İmanımla, en iyi yaşamın O’nun ilkeleriyle mümkün olabileceğine olan güvenimle adım atarım. Ve o yaşam alanından dı...